Ruhsal Yolculuk, Spiritüel yaşam: 2017

26 Temmuz 2017 Çarşamba

Spiritüel Alemin En İyi 10 Kitabı…





Spiritüel Alemin En İyi 10 Kitabı… 

1) Atlıkarıncada Bir Tur Daha – Tiziano Terzani (Merkez Kitaplar)

Spiritüel alemin en iyi kitabı, aslında çoğunun adını ilk defa duyacakları için biraz da sürpriz bir kitap. Yazarı “Bu kitap nasılsa ulaşması gerekenlere ulaşacaktır” diyerek kitabın reklamının yapılmasını reddetmiş ve gerçekten de fısıltı gazetesiyle kitap, hiç reklam çok satanlar listesinde 1 numaraya oturmuş.

Ülkemizde nerdeyse hiç bilinmeyen “Atlıkarıncada Bir Tur Daha” muhteşem bir bilgelik kitabı, ama aynı zamanda doğu öğretilerinin ve tıbbının, kapitalizm ve küreselleşmenin elinde ne hale dönüştüğünü gösteren ve spiritüel konuları meslek edinmişlere gayet oturaklı eleştiriler de yönelten bir eser. Kitap, spiritüelliğin en zorlandığı alan olan ruhu akılla birleştirmek konusunu da başarıyla gerçekleştirmiş bir insanın öz-yaşam öyküsü.

Hikaye, Terzani’nin kansere yakalandığını öğrenmesi ile başlıyor ve onun kanserine çare ararken yaptığı yolcuğu anlatıyor. Öyle bir yolculuk ki bu, Amerika’dan Tibet’e, Tayland’dan Himalayalar, Hindistan’dan Hong Kong’a kadar uzanıyor. Kah New York’te ultra modern bir hastanede oluyoruz onunla, kah Hindistan’da sefil bir köyde veya Tibet’te bir tapınakta… Reiki, yoga, ayurveda, homeopati, zihnin gücü, doktorlar, şifacılar, ermişler, şarlatanlar, umut tacirleri, bilgeler … Geleneksel tıbbın nabzında ve klasik tıbbın büyütecinde bir “insan”ın gerçek yolcuğunu okuyoruz 680 sayfalık bu kitapta.

2) The Secret – Rhonda Bryne (Mia-OWO Yayınları)



Bir tarafta bu kitabı “hayatımı değiştirdi” deyip başının üzerinde gezdirenler, diğer tarafta yerin dibine batırıp, “enayi avcısı” diye dalga geçenler… Siz her iki tarafa da aldırmayın ve önyargılardan arınmış şekilde okuyun “The Secret”ı.
Binlerce yıldır çeşitli kaynaklarda yer alan bilgileri derleyip, sadeleştirerek ve örneklendirerek anlatan ve başarısını da bu sadeliğine borçlu “hayat değiştirebilecek” bir eser. İçinde “yeni” bir bilgi barındırmıyor, fakat mevcutları öyle güzel sunuyor ki bugüne kadar “aynı” bilgileri defalarca okuduğu halde hayatında uygulayamayanlar için bir nev’i eylem kitabı niteliğine bürünüyor.
Diğer yandan eleştirilebilecek yanları da mevcut elbette, ama siz kopan fırtınalara aldırmadan kitabın özünü almaya ve “çekim yasası”nı işleyişini kavramaya bakın.

3) Martı – Richard Bach (Epsilon Yayınevi)

Résultat de recherche d'images pour "Martı – Richard Bach"
Richard Bach’ın birçok kitabı bu listede rahatlıkla yer alabilir. Fakat tabii ki içlerinden birini seçelim dersek, en önce “Martı” gelir. Günlerini teknelerden kendilerine atılacak yiyecek artıklarını bekleyerek harcayan binlerce martının arasından birisi, Jonathan Livingstone’nun kendini buluş hikayesi bu.
“Ben aslında kimim?” sorusuyla başlayıp, en yakınlarının engelleme çabalarına rağmen vazgeçmeyen ve sonunda kendisinin, kendisine öğretilenden çok daha fazlası olduğunu öğrenen ve öğreten bir martının enfes hikayesi. Bir martının karakterinde, insanın kendini keşfetmesinin de hikayesi. (Halen hayatımdaki birçok adımda, özellikle de engellenmeye çalıştığım noktalarda Jonathan’ın nasıl davrandığı aklımdadır…) Bir defa okumak yetmez, defalarca okunmalı.

4) Işığın Savaşçısının El Kitabı – Paulo Coelho (Can Yayınları)

Ben sevmem öyle “ışık işçisi, ışık savaşçısı, ışık böcüğü…” gibi sıfatları amma velakin yine bir diğer enfes spiritüel romanın, “Simyacı”nın yazarı Paulo Coelho’nun bu kitabında “Işık Savaşçısı” kavramı bambaşka.
O, esasında “Kamil İnsan” olarak nitelendirebileceğimiz insanın el kitabını yazmış ve hiç de öyle “elele toplaşıp, barış şarkıları söyleyip, nameste çekip, dünyayı ışığımızla kurtaralım” diyen uçmuş tipler gelmesin “Işık Savaşçısı” denilince aklınıza.
Gerçekten “yaşayan insan”ın rehberi bu ki, hayatta mutluluklar olduğu kadar, kan ve gözyaşının da olduğunu kabul eden, ayakları dünya üzerine sağlam basan ve yüreğini, aklı ve ruhuyla bir etmiş insanların rehberi bu.
Eğer mesajlarını tüm varlığıyla hissedebilirseniz, hayatınızı birebir etkileyecek bir kitap, ama diğer türlü “ay ne güzel bilgiler var, hemen arkadaşlarımı ileteyim” deyip harcarsınız, sonra da evinize gelen arkadaşlarınıza kitaplığınızı gösterdiğinizde “ay ne güzel kitaptır o” deyip, varlığını unutursunuz. Seçim sizin…


5) Yuvaya Yolculuk – Kryon (Akaşa Yayınları)

Kryon tıpkı Ramtha örneğinde olduğu gibi, bir medyum aracılığı ile (Lee Carroll adı) bilgi aktaran bir varlık. 1989’dan beri dünyanın çeşitli bölgelerinde celseler halinde bilgiler aktarıyor.

Yalnız güzel niyetlerle başlayan faaliyetlerin içine zamanla para, pazarlama, iktidar ilişkileri gibi faktörler girince olanlar, Kryon’un da gözümdeki güvenilirliğini azaltmış etkenler. Ama ne olursa olsun, tüm celseleri, bilgileri vs. bir yana; bu roman bir yana. Esasında Kryon öğretisinin özü de bu romanda ve hiç de öyle burun kıvrılacak bir öğreti değil bu.
Kitap, Michael Thomas adlı bir adamın hikayesini anlatıyor. Amcam birçoğumuz gibi hayatından mutsuz ve artık ölmeyi isteme noktasına gelmiş. Derken hayat ona bir “hediye” sunuyor ve evine giren bir hırsız, Michael’ı bir güzel dövüp hastanelik ediyor ve işte o noktada Michael’ın içsel yolculuğu başlıyor.

Sonrasında ise hayatınızda size yardımcı olacak birçok harika benzetmeler ve örneklerle dolu enfes bir öykü. Kryon’un başka kitaplarını okumaya niyetiniz olmasa bile, bunu mutlaka ama mutlaka okuyun.

6) Tanrı ile Sohbet Serisi, Neale Donald Walsch (Ötesi Yayınları)

Hayatımda çok sıkıntıda olduğum bir dönemde rastlamıştım bu kitaba. Ev arkadaşlarımın evi aniden terk edip beni yüksek bir kirayla baş başa bırakmışlardı ve ödenmemiş bir sürü fatura bekliyordu. Yine üzerine binen sıkıntılar da vardı ve ben ne yapacağımı bilmez halde geziniyordum.

Derken bu kitabı gördüm ve öyle de umarsamaz bir ifadeyle açtım. Karşımda şuna benzer bir soru vardı: “Tanrım, evde ödenecek o kadar fatura ve bir de kira beni beklerken, sen hala nasıl kendi gücünü keşfet diyebiliyorsun?”. Soruyu görünce kalakalmıştım ve daha sonradan defalarca deneyimleyip öğreneceğim üzere bu kitabın, aklınızdaki sorulara yanıt verebilme gibi bir ilginç özelliği vardı.

Evet, çok ilginç ama mesela cidden yanıtını istediğiniz bir soru aklınızdan geçirin ve rastgele bir sayfayı açın, bakın bakalım ne göreceksiniz. Hatta bir gün bir arkadaşım bana “Hasan, ya biz bunları uyduruyorsak, ya bu kitabı açıp yanıtları almamız bir tesadüfse” dedi ve ben de rastgele bir sayfayı açtım, aynen şunlar yazıyordu: “Tüm bunları, bu yaşadıklarınızı kendinizin uydurması sanıyorsanız, beni aşağı çekersiniz”.

Daha ne diyebilirim ki, biz o gün ağlamaktan bir hal olmuştuk. Tabii yanlış anlaşılmasın büyülü bir kitap değil bu. İşin sırrı, kitabın içinde geçen “siz bir soruyu sorunun yanıtını gerçekten isteyin, size yanıtı mutlaka bir filmle ya da bir şarkıyla ya da bir kitapla… mutlaka gelecektir” cümlesinde yatıyor.

Yazarın, kendi yüksekbenliğiyle (ya da içsel ses, ya da Tanrı artık ne ad verirseniz) sohbetleri diye nitelendirebileceğimiz bu kitap da o kadar geniş kapsamlı ki içinde sorularınıza mutlaka bir yanıt bulabilirsiniz.

7) Dokuz Kehanet ve Onuncu Kehanet (Altın Kitaplar)

Yakın zaman içinde filmini de izlediğimiz “Dokuz Kehanet” ve devamı “Onuncu Kehanet”, ben de dahil olmak üzere birçokları için spiritüel bilgilerle tanışma kitabı olmuştur.
Mayalardan kalan gizemli bilgilerin peşinde koşan kahramanımızın yolculuğu, kitaba sanki ilk başlarda bir “İndiana Jones”muş muamelesi yaptırsa da, okumaya başlayıp bilgilerle karşılaştığınızda kendinize ve hayata yeni bakış açıları kazandıran bir başyapıtla karşı karşıya olduğunu hissedersiniz.


Zaten bunu hisseden çok kişi olduğu için de kitap, hemen herkesin “en iyi 10″unun içinde ve filmi çevriliyor. Devamı olan “Onuncu Kehanet” ise ilk kitaptan da iyi. Okurken içerdiği bilgilerin enerjisinden başım dönmüştü diyeyim siz anlayın. Hele ilk kitapta aşkı anlatan bir bölüm vardır ki:

“…Şu anda onunla birlikte olmanız mümkün değil, çünkü hazır değilsiniz. Sen bir yarım elmasın, o da bir yarım elma ve iki yarım elma bir araya geldiğinde bir elma olduklarını düşünürler ilk başlarda. Ama bu yanıltıcıdır, bir süre sonra uyuşmazlıklar başlar ve ilişki biter. Ama kendi içinde bütünlenip tam elma olduğunuzda, iki tam elmanın ilişkisini yaşarsınız, o zaman bu çok uzun sürecektir…” Okumadıysanız mutlaka okuyun.

8) M. S. 2150 – Thea Alexander (Akaşa Yayınları)

1976 yılında yazılmış ama güncelliğini hiçbir zaman yitirmeyecek bir başyapıt. Bir gece yatağa girdikten sonra gözlerini 2150 yılında açan bir adamın öyküsü, makro ve mikro-felsefelerin anlatımı ve özellikle de tamamen spiritüel yaşayan bir toplumun nasıl olabileceğini resmetmesi açısından harika bir eser.
Hani böyle kitaplarda altını çizerek okursunuz ya, ben bu kitabı okurken altını çize çize kitabı yırtmıştım neredeyse. Ayrıca “Eşruhlar” kavramını anlatımı, okuyanlara “ah ben de istiyorum bundan” dedirtmiş ve hatta karşılarına çıkıp aşık oldukları herkesi “eşruh”ları zannedip bir “eşruh” enflasyonu oluşmasına katkıda bulunmuştur.
Benim ilk okumamdan beri bir 10 sene geçtiği ve halen kitabın birçok yerini satır satır hatırladığım düşünülürse, ne kadar etkileyici bir eser olduğunu tekrarlamam yanlış olmaz herhalde.

9) Siddhartha – Herman Hesse (Afa Yayıncılık)

“En İyi” listemizdeki kitapların, kitapçıların spiritüel kitaplar raflarında bulamayacağınız bir tanesi de dünyaca ünlü edebiyat klasiklerinden “Siddhartha”. Ünlü Alman Yyazar Herman Hesse’nin birçok romanını rahatlıkla spiritüel kitaplar kategorisinde değerlendirebiliriz, ama içlerinden “Siddhartha”, diğerlerinden bir adım önce çıkıyor.
Buddha’nın aydınlanmadan önceki kimliği Prens Siddhartha Gotoma’nın, aydınlanma yolunda yaşadıkları, Hesse’nin kendi anlatımı ve eklemeleriyle harika bir hikayeye dönüşmüş. Öyle Sanskritçe kelimelerle dolu kutsal bir metin sanmayın bu kitabı, son derece yalın, içten ve anlaşılır, senin benim gibi bir adamın hikayesi bu.

10) Dingin Savaşçı – Dan Millman (Ötesi Yayınları)

Tanıdığım için rahatlıkla söyleyebilirim ki son derece sıcakkanlı, ilgili ve alçakgönüllü bir insan, Dan Millman. Roman da esasında kendi içsel yolculuğunun öyküsü.
Yazar, Socrates adını verdiği bilge bir savaşçının rehberliği ve Joy (Haz) adındaki gizem ve coşku dolu doğasını ismine yansıtmış bir kadının dayanılmaz çekiciliğinin etkisiyle, yaşamı yeniden öğrenişini anlatıyor romanında. O öğrenirken de siz de onun öğrenme sürecine eşlik ediyor ve kendinize çok şeyler katıyorsunuz.
Özellikle günlük yaşam içine karşılaştığınız durumlara, spiritüel bakış açısıyla nasıl bakılabileceğinin örneklerini görmüştüm ben kitabı okurken. Filmi de çevrildi ve ABD’de geçtiğimiz günlerde yoğun talep üzerine ikinci kez gösterime girdi.
sevascanik196465

23 Temmuz 2017 Pazar

Bilinçaltımızın hayatımız için önemli temel özellikleri


Bilinçaltımız Doğru – yanlış, ahlaklı – ahlaksız, gerçek – hayal gibi ayrımların farkında olmaz. Bilinçaltı bir bilgisayar programı gibidir sadece verilerle ilgilenir.  Veri hakkında yorum ya da değerlendirme yapmaz.
Genellemeler yapabilir hatta bunu çok sıklıkla yapar. Örneğin sizinle kavga eden arkadaşınızın adı Mehmet ise, tüm Mehmet'lerin kavgacı olduğuna inanabilir.
Bilinçaltı anı yaşar, geçmiş yada gelecekten bir şey anlamaz, onun için sadece an vardır.
Bilinçaltının duyduğu kelimeyi cümleden bağımsız olarak kayıt edebilme özelliği vardır. Örneğin sigarayı bırakmak istiyorum diyince sadece sigara kelimesini kayıt edebilir, sigara kelimesine tepki verebilir. Bırakmak ve istiyorum kelimeleri ile sigarayı yan yana getirebileceği gibi, eğer sigara ile ilgili güçlü bir bağlantıları varsa sadece bu kelimeyi de duyabilir.
Bilinçaltımız değişimden nefret eder, hiç bir şeyin değişmesini istemez. Değiştirmek istediğinizde tepki koyabilir ve sizi değişimden vazgeçirmek için tüm silahlarını kullanabilir.
Bilinçaltımız  rüyalarla kendini düzenler ve sıkışmış enerjileri ortaya çıkartarak kendisini rahatlatır.
Bilinçaltımız sembollerle konuşur, kelimelerden fazla resimlere tepki gösterir.
Bilinçaltımız tersten duyabilir ve anlayabilir. Cümleleri tersten duyan bilinç için bunları anlamak çok zordur ama bilinçaltı için çok kolaydır.
Bilinçaltı ilk 5 yaşa kadar temel özelliklerini, kayıtlarını tamamlar. Bundan sonra kendi kayıtlarına uygun yeni verileri kabul eder. Diğer verileri girmek için doğru ve ısrarlı çalışmalar yapmak gereklidir.
Bilinçaltında çağrışım en önemli etkilerden birisidir. Sürekli bir şeyler ona başka bir şeyleri çağrıştırır bir dosya başka bir dosyayı açmasını sağlar.
Bilinçaltımız aynı anda bir çok işlemi yapabilir, bir çok veriyi işleyebilir, otomatik olarak bir çok işlevi yerine getirebilir. Kapasitesi çok geniştir.
Bilinçaltımız kolektif bilinçaltı ile bağlantılıdır, bu nedenle başka insanların bilinçaltından da etkilenir.
Bilinçaltımızın espri anlayışı yoktur, şakadan anlamaz. Söylenen herşeyi gerçek kabul eder.
Bilinçaltımız duygusal değildir ama duyguların enerjisinden bire bir etkilenir. Kimsenin bilinçaltı merhametli değildir ama merhamet duygusu bilinçaltında bir çok çağrışım yapabilir, bir çok veriyi harekete geçirebilir ve kişinin kararlarını etkiler.
 Aynı küçük bir çocuk gibi, ısrarcı ve sabırsızdır. İstediği bir şey hemen olsun ister ve ne olursa olsun ısrara devam eder. Bir davranış kişiye zarar verse bile bunu ısrarla yapabilir çünkü bilinçaltında doğru yanlış, zararlı zararsız gibi kavramlar yoktur, salt istek vardır. Bir çok kişinin kendisine zarar veren ilişkilere, alışkanlıklara ve davranışlara devam etmesinin altında bu dinamik vardır. Eğer bilinçaltını değiştirmek istiyorsanız siz ondan daha fazla ısrarcı olmalısınız.


Bilinçaltı asla dinlenmez, uyumaz ve çalışmayı bırakmaz. Kişi yaşadığı sürece işlem yapmaya devam eder.
Aynı zamanda abartıcı bir doğası vardır. Özellikle korkuları abartarak kişinin kaygı düzeyini yükseltebilir.
Bilinçaltı sürekli tekrarlara karşı duyarlıdır. Bir düşünceyi, duyguyu yada cümleyi sürekli tekrar ederseniz bunu en sonunda kayıt eder.
Bilinçaltı kişinin hissettiği nefret gibi olumsuz duyguları kayıt eder ve bu duyguları uygun bir ortamda ortaya çıkartır. Bilinçaltı için intikamı sever diyemeyiz ama içindeki nefreti açığa çıkartmak için bir yol bulur diyebiliriz.
Bilinçaltı ince ayrımlar yapmakta zorlanabilir. Örneğin bilinçaltı için parasını sokakta düşürmek için iflas etmek aynı anlama gelebilir, çünkü ikisinde de para kaybı vardır.
Bilinçaltının dili 5 yaşında bir çocuğun dilidir, sade ve açık anlatımlardan anlar. Eğer bilinçaltınıza ben çok zenginim derseniz bunu anlayacaktır ama evrenden gelen zenginlik tüm enerji kanallarıma akıyor, yüksek benliğim aracılığıyla bana ulaşıyor gibi bir şey söylerseniz 5 yaşında bir çocuk bundan ne anlarsa bilinçaltı da ancak o kadarını anlayacaktır.
Bilinçaltı kişinin tutumlarını ve davranışlarını direk etkiler. Sahip olduğu kayıtlara göre kişinin tepkiler vermesini ve kararlar almasını yönlendirir. Örneğin bilinçaltında ben başarılı bir insanım kaydı olan bir insan kendisine başarı getirecek işlere otomatik olarak yönlenir, sonu başarılı olacak kararlar verir ve onu başarıya taşıyacak durumları hayatına çeker.
Bilinçaltı bütün bu özelliklerinin dışında kendi kayıtlarına uygun olayları gerçekleştirmek için durmadan çalışır. Kendi inançlarını kişinin hayatına çeker ve inandığı herşeyin gerçek olması için çalışır. Kolektif bilinçaltına ve dolayısı ile kolektif bilince bağlı olduğu için bunu yapması çok kolaydır. Eğer bilinçaltınız fakirliği hak ettiğinize inanıyorsa bunu gerçekten deneyimlemeniz için gerekli şeyleri yapacaktır, buna emin olabilirsiniz.Bilinçaltı bilinçli zihinden emir alır. Burada ya siz bilinçli olarak bilinçaltına emirler verirsiniz ya da bunu bilinçsizce yaparsınız ama mutlaka yaparsınız. Eğer bilinçli bir şekilde emir vermeyi başarırsanız bilinçaltındaki verileri değiştirebilir, yeni veriler girebilir ve bilinçaltınızın sizin istediğiniz hayatı gerçekleştirmesi için çalışabilirsiniz.Bilinçaltı hiç bir şeyden şüphelenmez ve sorgulamaz. Bu nedenle bilinçaltınıza hangi komutları verdiğinize dikkat etmelisiniz.Bilinçaltınızda bir çok kayıt birbiri ile bağlantılıdır. Bir kayıt diğerini etkiler, tetikler açığa çıkartır. Bir çok korku başka bir korku ile bağlantı halindedir. Bu nedenle bilinçaltına bütünsel olarak bakmak gerekir.
Bilinç daha fazla tümevarımlı, bilinçaltı ise tümdengelimli düşünme eğilimindedir.
Bilinçaltının psişik yetenekleri vardır, gelecekteki bir olayı görebilir, önceden tedbirler alabilir, kişiyi uyarabilir.
Bilinçaltı, bilincin dikkat etmediği şeylere daha fazla dikkat eder ve otomatik olarak kayit eder. Bilincin dikkat ettiği şeyleri ise kayıt etmek için anlamlı bir çaba ve tekrarlar gereklidir.
Bilinçaltının sanatsal yetenekleri vardır, üretim yeteneği çok gelişmiştir ve hayal gücüne sahiptir. Ancak tek sorun hayal ile gerçeği ayırt edememesidir. Eğer kişi kendi hayallerini bilinçli olarak kurmazsa bilinçaltı için bunlar katı bir gerçek olacaktır.



Yukarıda bilinçaltının en önemli özelliklerini verdim. Bu bilgilerin bilinçaltı konusunda çalışmalar yapan kişilerin işine yarayacağını umuyorum. En azından uğraştıkları bilinç alanını tanımaları ve anlamaları onunla daha sağlıklı çalışmalar yapmalarına yardım edecektir.

Hayatın 4 temel kuralı !!!


KURAL 1: “Karşına çıkan kişiler her kimse, doğru kişilerdir. Bunun anlamı şudur, hayatımızda kimse tesadüfen karşımıza çıkmaz. Karşımıza çıkan, etrafımızda olan herkesin bir nedeni vardır, ya bizi bir yere götürürler ya da bize bir şey öğretirler.”
KURAL 2: “Yaşanmış olan her ne ise, sadece yaşanabilecek olandır. Hiçbir şey, hem de hiçbir şey yaşadığımız şeyi değiştiremezdi. Yaşadığımızın içindeki en önemsiz saydığımız ayrıntıyı bile değiştiremeyiz. ‘Şöyle yapsaydım, böyle olacaktı’ gibi bir cümle yoktur. Hayır, ne yaşandıysa, yaşanması gereken, yaşanabilecek olandır, dersimizi alalım ve ilerleyelim diye. Her ne kadar zihnimiz ve egomuz bunu kabul etmek istemese de, hayatımızda karşılaştığımız her olay, mükemmeldir.”
KURAL 3: “İçinde başlangıç yapılan her an, doğru andır. Her şey doğru anda başlar, ne erken ne geç. Hayatımızda yeni bir şeyler olmasına hazırsak, o da başlamaya hazırdır.”
KURAL 4: “Bitmiş olan bir şey bitmiştir. Bu kadar basittir. Hayatımızda bir şey sona ererse, bu bizim gelişimimize hizmet eder. Bu yüzden serbest bırakmak, gitmesine izin vermek ve elde etmiş olduğun bu tecrübeyle ileriye doğru bakmak daha iyidir.”


www.instagram.com/dusunenakil/

18 Temmuz 2017 Salı

Yalnızlıkla nasıl başa çıkılır?





Yalnizlik ve tek basinalik... Osho
Çok girift, karmaşık bir şeyin anlaşılması gerekiyor: Eğer âşık değilsen yalnızsındır. Eğer âşıksan, gerçekten âşıksan tek başına olursun.

Yalnızlık üzücüdür; tek başınalık üzücü değildir. Yalnızlık bir tamamlanmamışlık duygusudur. Sen birisine ihtiyaç duyarsın ve ihtiyaç duyulan kişi mevcut değildir. Yalnızlık karanlıktır, onda hiç ışık yoktur. Karanlık bir evdir, birisinin gelip ışığı yakmasını beklemek ve beklemektir.

Tek başınalık, yalnızlık değildir. Tek başınalık kendinin tam olduğunu hissetmek anlamına gelir. Hiç kimseye ihtiyaç yoktur, sen yeterlisin. Ve bu aşkın içinde gerçekleşir. Âşıklar tek başına olurlar. Aşkın aracılığıyla sen içsel bütünlüğüne dokunursun. Aşk seni bütün hale sokar. Âşıklar birbirlerini paylaşırlar fakat bu onların ihtiyacı değildir. Bu onların taşan enerjisidir.

Yalnız hisseden iki kişi bir anlaşma yapabilir, bir araya gelebilir. Onlar âşık değildirler, unutma. Onlar yalnız olarak kalırlar ama şimdi diğerinin varlığı yüzünden yalnızlığı hissetmezler, hepsi bu. Onlar bir şekilde kendilerini kandırıyorlar. Onların aşkı kendilerini kandırmak için bir yalandır: “Ben yalnız değilim, başka birisi daha var.”

İki yalnız insan buluştuğu için, onların yalnızlıkları ikiye katlanır hatta kat be kat artar. Normalde olan budur. Sen tek başınayken yalnız hissedersin ve ilişkideyken de kendini berbat hissedersin. Bu her gün gerçekleşen bir gözlemdir. İnsanlar bir ilişkide değilken yalnız hissederler ve ilişki kuracakları birisini ararlar. Birisiyle ilişki halindeyken ise mutsuzluk başlar; o zaman tek başına olmanın daha iyi olduğunu hissederler: Bu kadarı çok fazladır.

Ne olur? İki yalnız insan buluşur: Bunun anlamı iki sıkıcı, üzüntülü, mutsuz insan bir araya gelir ve mutsuzluk katlanır. Nasıl iki çirkinlik güzellik haline gelsin? Nasıl olur da iki yalnızlık bir araya gelerek bir tamamlanmışlık hissi, bütünlük sağlayabilir? Mümkün değildir. Onlar birbirlerini sömürür, bir şekilde onlar birbirleriyle ilişkide olarak kendilerini kandırırlar ama bu kandırmaca fazla ilerleyemez. Balayı bittiğinde evlilik de bitmiştir. O sadece geçici bir yanılsamadır. Gerçek aşk yalnızlıkla savaşma çabası değildir. Gerçek aşk yalnızlığı tek başınalığa dönüştürmektir, diğerine yardımcı olmaktır: Eğer bir insanı seversen o kişinin tek başına olmasına yardım edersin. Onu doldurmaya çalışmazsın. Onu bir şekilde varlığınla tamamlamaya çalışmazsın. Diğerinin tek başına olmasına, sana ihtiyaç duymayacağı kadar onun kendi varlığıyla dolmasına yardımcı olursun. Bir insan bütünüyle özgür olduğunda, o zaman, bu özgürlük sayesinde paylaşım mümkün olabilir. O zaman o, çok fazlasını verir ama bu ihtiyaçtan değildir; o çok fazlasını verir ama bir pazarlık olarak değildir. O çok fazlasını verir çünkü onda çok fazlası vardır. O verir çünkü o vermekten hoşlanır. O verir çünkü vermekten hoşlanır.


Âşıklar tek başınadır ve gerçek âşık asla senin tek başınalığını yok etmez. O her zaman senin bireyselliğine karşı, tek başınalığına karşı tam bir saygı duyacaktır. O kutsaldır. O buna burnunu sokmaz, o bu alanı ihlal etmeye çalışmaz.

Ancak normalde âşıklar, sözde âşıklar, diğerinin bağımsızlığından, tek başınalığından son derece korkarlar. Onlar çok korkarlar çünkü onlar şayet diğeri bağımsız olursa kendilerine ihtiyaç olmayacağını, o zaman kendilerinin ıskartaya çıkartılacağını düşünürler. Bu yüzden kadın, erkek arkadaşı yahut kocasının bağımlı kalacağı şekilde her şeyi ayarlamaya çalışıp durur. O her zaman kadına ihtiyaç duymalıdır, böylelikle kendisi değerli olarak kalır. Ve erkek de her şekilde aynı şeyi yapmaya çalışır, bu sayede o da değerli kalabilir. Sonuç pazarlıktır, aşk değil ve sonu gelmez çatışma, mücadele vardır. Mücadele herkesin özgürlüğe ihtiyacı olması temeline dayanır.



Aşk özgürlüğe izin verir; sadece izin vermekle kalmaz özgürlüğü güçlendirir. Ve özgürlüğü yok eden hiçbir şey aşk olamaz. O başka bir şey olmalıdır. Aşk ve özgürlük bir aradadırlar, onlar aynı kuşun iki kanadıdır. Ne zaman senin aşkın özgürlüğünün karşısında olursa, o zaman sen aşk adına başka bir şey yapıyorsundur.

Kriterin şu olsun: Kriter özgürlüktür; aşk sana özgürlük verir, seni özgürleştirir, seni serbest bırakır. Ve sen bir kez bütünüyle kendin olduğunda, sana yardım etmiş olan kimseye minnet duyarsın. Minnet duymak neredeyse dini bir şeydir. Sen diğer insanda ilahi bir şey hissedersin. O adam seni özgür kılmıştır, o kadın seni özgür kılmıştır ve aşk bir sahiplenmeye dönüşmemiştir.

Aşk bozulduğunda o sahiplenmeye, kıskançlığa, iktidar mücadelesine, politikaya, hükmetmeye, maniplasyona —bin bir tane, hepsi çirkin şeye— dönüşür. Aşk yükseklere, dokunulmamış gökyüzüne eriştiğinde o özgürlüktür, tam özgürlüktür.

Şayet sen âşıksan, benim bahsettiğim aşk ise, senin aşkının ta kendisi kaşındakinin bütünleşmesine yardım eder. Senin aşkının ta kendisi karşındaki için birleştirici bir kuvvet olur. Senin aşkında, karşındaki kişi bir bütün olarak, kendine özgü ve birey olarak bir araya gelir çünkü senin aşkın özgürlük verir.

www.instagram.com/dusunenakil

16 Temmuz 2017 Pazar

İşte vücudunuzda ki ağrıların enerjisel nedenleri ve yapmaniz gerekenler


**Mideniz agriyorsa; olan herseyin bizim hayrimiza oldugunu bilip sevgiyle hazmedin!
**Boynunuz agriyorsa; olaylara farkli acilardan bakip pozitif taraflarini gormeye calisin, inadi birakin!!!!
**Beliniz agriyorsa; paraya tu, kaka demekten vazgecin!!!
**Ayak ve bacaklar agriyorsa: sol taraf icin; gecmisle baglarinizi koparip gecmiste yasamaktan vazgecin! Sag taraf icin; gelecekten korkmayin, kendi geleceginize guvenin!!!
**Basiniz agriyorsa; degersizlik duygusundan vazgecin, kendinizi onemseyin!!!
**Geceleri uykunuzda dislerinizi gicirdatiyorsaniz; ofkelerinizden kurtulun!!!
**Goz bozuklugu ve agrilari varsa; gormeniz gereken birseyi inatla gormek istemiyorsunuzdur, gormeyi secin!!!
**Kulak agrilari ve duyma bozuklugu icin; inatla kendinizi etrafin seslerine kapatmayin, duymayi secin, o seslerden size mesaj var!!!

**Regl agrilariniz varsa; disiliginizi ve size sundugu avantajlari sevgi ile kabul edin!!!
**Sirtiniz agriyorsa; sucluluk duygusundan vazgecin!!!
**Omuzlariniz agriyorsa; baskalarinin yuklerini, sorumluluklarini tasimaktan vazgecin!!!
**Bogaziniz agriyorsa; kendinizi sevgiyle ifade etmeyi secin, cekingenlikten vazgecin!!!
**Alerjiniz varsa; kendi gucunuzu reddetmeyi birakin. Kime alerjiniz oldugunu dusunun!!!
**Dis agrilariniz varsa; kararsizliginizi birakin!!!
**Bagirsaklarda problem varsa; ihtiyac duymadiginiz seyleri atmanin zamani geldide geciyor!!!
**Kalbiniz agriyorsa; SEVIN!

www.instagram.com/dusunenakil

Enerjinizi yükselten 7 kelime


ENERJİNİZİ YÜKSELTEN 7 KELİME
Olumlama yapıyorsanız veya olumlu cümleler kullanıyorsanız. Bu 7 kelimeyi cümleleriniz de mutlaka kullanın. Size çok faydalı olacağını göreceksiniz.

İşte bilinçaltı kodlarınızı değiştirecek 7 kelime:

ŞANS
Bence en yüksek enerjili kelimelerden biri ve kesinlikle olumlama yaparken kullanılmalıdır.
"Şans yıldızım her gün yükseliyor ve şansım artıyor"

ENERJİ
Bu kelime bilinçaltı kodlarında yoğun şekilde işleme sebep olan bir kelimedir. Olumlamalarda mutlaka kullanmanız gereken bir kelimedir.
"Bugün enerji doluyum. Enerjim tüm potansiyelimi arttırıyor.

SEVGİ
Yüksek bilincin kelimesidir. Kaynağa bağlıdır. Kaygılarınızı ve negatif enerjinizi azaltacaktır.
" Ben sevgiyim. Ben tüm yüreğimde sevgiyi yaşıyorum. Tüm enerjim sevgi kaynağına bağlı."

AFFET
Çok güçlü ve güzel bir kelime. Olumlamalarınızda size çok faydalı gelecek bir kelime.
" Kendimi Geçmişimi ve Tüm Her şeyi affediyor ve Beni engelleyen enerjileri çözüyorum"

AKIL
Mutlaka kullanmanız gereken bir olumlama kelimesi. Bilince ve bilinçaltına sesleniyor.
"Yaşamım aklımla ve bilgeliğimle yükseliyor. Aklım sorunlarımı çok kolay bir şekilde çözüyor"


SAĞLIK
Bedenin ve ruhun en önemli ihtiyacı sağlıktır. Mutlaka bu kelimeyi olumlamalarınızda kullanın.
"Sağlıklı ve İyi bir hayatım var. Tüm bedenim sağlıklı ve ruhum dingin"

HUZUR
Muhteşem değerli bir kelime olumlamalarımızın asıl amacı temelde budur. Olumlamanın en önemli cümlelerini oluşturur.
"Huzur tüm bedenimi ve çevremi sarıyor ve zihnimi kuşatıyor"

Bu kelimeleri birlikte ayrı ayrı kullanabilirsiniz. Kendi öz olumlama cümlelerinizi keşfedin. Üstünde düşünerek harika cümleler keşfedebilirsiniz.

www.instagram.com/dusunenakil

Neye inanıyorsanız onu yaşarsınız...!



NEYE İNANIYORSAN ONU YAŞARSIN !!!
Yenildiğinizi düşünüyorsanız, yenilmişsinizdir!
Cesur olmadığınızı düşünüyorsanız, korkaksınızdır!
Kazanmak istiyor fakat kazanamayacağınızı düşünüyorsanız, kesinlikle kazanamazsınız demektir!
Kaybedeceğinizi düşünüyorsanız, çoktan kaybetmişsinizdir!
Dışarıdaki dünyaya çıktığınızda anlayacaksınız ki başarı, ancak onu... istediğinizde gelecektir. Her şey insanın kafasında biter!
Alt edildiğinizi düşünüyorsanız, alt edilmişsinizdir!
Yükselmek için yüksek düşünmelisiniz!
Bir ödülü kazanmadan önce kendinizden emin olmalısınız!
Yaşam savaşını kazanan her zaman, en güçlü ya da en hızlı olan değildir!
Er ya da geç kazanan kişi, kazanacağını önceden düşünebilen kişidir!"

www.instagram.com/dusunenakil

13 Temmuz 2017 Perşembe

İşte dünyanın en çok okunan şiiri


ANLAR
Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
İkincisinde, daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,
Çok az şeyi
Ciddiyetle yapardım.

Temizlik sorun bile olmazdı asla.
Daha çok riske girerdim.
Seyahat ederdim daha fazla.
Daha çok güneş doğuşu izler,
Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
Görmediğim bir çok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkında mısınız bilmem. Yaşam budur zaten.
Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın.
Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan,
Gitmeyen insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım.
Eğer yeniden başlayabilseydim,
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer.
Ama işte 85′indeyim ve biliyorum…
ÖLÜYORUM…


Jorge Luis BORGES

10 Temmuz 2017 Pazartesi

Ve tanrı kadını yarattı...!



Altıncı gün dolmak üzereydi
Ve Tanrı hala kadını yaratıyordu.
Bir melek çıkageldi.
Tanrı’ya;
- Ötekini, erkeği çok daha çabuk yaratmıştın, buna niye bunca zaman ayırıyorsun?
diye sordu.
Tanrı yanıt verdi:
- Çünkü buna çok değerli, çok farklı özellikler katıyorum.
dedi.
- Örneğin yüzlerce parçadan oluşturuyorum.
Ama yine bir bütün olmasını sağlıyorum.
Bu yarattığım bir çok çocuğa aynı anda sarılabilmeli,
Dünyanın her yerindeki çocukları kucaklayabilmeli.
Düşen bir çocuğun kanayan dizini de,
Yaralı bir yüreği de iyileştirebilmeli…
Melek sordu:
- Kaç eli, kaç kolu olacak?
- Sadece iki.
- İki el, iki kolla mı yapacak bu dediklerini…
- Hepsi bu değil…
Kendi yaralarını da kendi sarabilecek.
Ayrıca günde 18 saat çalışabilir durumda olacak…
Melek yaklaşıp kadına dokundu…
- Onu çok yumuşak yapmışsın.
- Yumuşak ama aynı zamanda çok güçlü.
Gücünü ve kaldırabileceklerini hayal bile edemezsin…
- Düşünmeyi de bilecek mi?
- Yalnızca düşünmeyi değil.
hem sağduyusunu kullanmayı,
Aklıyla ve yüreğiyle muhakeme etmeyi,
Hem de mücadele etmeyi,
Düşüncelerini savunmayı,
Sorun çözmeyi de biliyor…
Bunların yanı sıra, uzlaşmayı da biliyor…
Melek, kadının yanağına dokundu.
Eli ıslanınca bu nedir diye sordu.
Tanrı yanıtladı:
- Buna gözyaşı denir.
- Neye yarar?
- Kendini ifade etmeye yarar.
Acıyı, kuşkuyu, aşkı, yalnızlığı, onuru,
Ama aynı zamanda sevinci ifade etmesine yarar…
-Kadının kendini ifade biçimleri sonsuzdur:
o, sevinci, mutluluğu ve aşkı yakalayıp ,
Sımsıkı sarılmayı bilir…
Haykırmak istediği vakit susabilir;
Sustuğunda çığlığını duyurabilir;
Öfkelendiği vakit gülümseyebilir,
Ağlamak isteyince şarkı söyleyebilir,
Mutlu olunca ağlayabilir,
Korktuğu vakit gülebilir…
O inandığı doğrular için sonuna dek mücadele eder;
Haksızlığa karşı savaşır,
Çözüm yolunu biliyorsa,
‘Hayır’ yanıtını asla kabullenmez.
- Amma çok marifeti varmış!
- Arkadaşı doktora yalnız gitmesin diye ona refakat edendir.
Korkan birini gördüğünde,
‘Tut elimi korkma’ deyip,
Elini uzatandır…
Her düğün her doğum haberine mutlu olandır.
Tanıdığı ya da tanımadığı amma kendine yakın bildiği her ölüm haberine kalbi kırılandır.
Ama yine de yaşamı sürdürme gücünü kendinde bulandır…
Çocukları daha çok yesin diye ‘ben zaten toktum’ diyendir…
-Bir öpüş, bir sarılış, bir kucak açışla kırık,
Ya da yaralı bir yüreğin onarılacağını bilendir…
- Peki, bunun hiç mi eksiği ya da yanlışı yok?
- Hiç olmaz olur mu?
Var bir hatası:
"NE KADAR DEĞERLİ OLDUĞUNU UNUTUR''. . .



www.instagram.com/dusunenakil/

Hastalıkların zihinsel nedenleri!


A Addison hastalığı: (Derin boyutta duygusal yoksunluk. Kendine duyulan kızgınlık.) "Bedenimin, düşüncelerimin, duygularımın bakımını sevgiyle yapıyorum."

Adrenal sorunlar: (Yenilgi duygusu. Kendine aldırış etmemek. Endişe) "Kendimi seviyorum ve onaylıyorum. Kendime bakma isteğini duyuyorum.

" Ağlamak: (Gözyaşları hayatın ırmaklarıdır. Üzüntü ve korkudaki kadar sevinçte de gözyaşı dökülür.) "Tüm duygularımda huzur içindeyim. Kendimi seviyorum ve onaylıyorum

" Ağrılar, Sızılar: (Sevgiye hasret çekmek. Dokunulmayı özlemek.) "Kendimi seviyorum ve onaylıyorum. Sevecen ve sevilen bir insanım.

" AIDS: (Kendini reddetmek, cinsel suçluluk ve yetersizlik duygusu.) "Hayatın kutsal ve görkemli bir ifadesiyim. Cinselliğimden haz duyuyorum. Kendimi seviyorum.

" Akciğer sorunları: (Hayatı kabul etmemek. Depresyon. Üzüntü. Dolu dolu bir yaşama kendini layık görmeme.) "Hayatım mükemmel bir denge içinde. Hayatı dolu dolu yaşamaya hakkım ve kapasitem var.

" Akıntı: (Eşe duyulan kızgınlık. Cinsel suçluluk duygusu. Kendini cezalandırma.) Başkaları, kendime duyduğum sevgi ve saygının aynalığını yapıyor. Cinselliğimin coşkusunu yaşıyorum.

" Allerjiler: (Kime allerji duyuyorsunuz? Kendi gücünü reddetmek) "Dünya güvenli ve dostça. Güvencedeyim. Hayatla barış içindeyim."

Alkolizm: (Ne yararı var? Yararsızlık, suçluluk, yetersizlik duygusu. Kendini reddetme.) "Şu anda yaşıyorum. Her an yeni bir an. Özdeğerimi görmeyi seçiyorum. Kendimi seviyorum ve onaylıyorum.

" Alzheimer hastalığı: (Yaşamı terketme arzusu. Hayatı olduğu gibi kabul edememek) "Herşey doğru zaman ve mekan sıralaması içinde gelişiyor. Her şey olması gerektiği gibi oluyor.

" Amfizem: (Yaşam korkusu. Kendini yaşamaya layık bulmama.) "Dolu dolu ve özgür yaşamak en doğal hakkım. Hayatı ve kendimi seviyorum.

" Amnezi: (Korku, hayattan kaçış. Kendi ayakları üzerinde duramama.) "Zeka, cesaret ve özdeğere daima sahibim. Hayatta olmayı seviyorum.

" Anemi: ("Evet, ama" yaklaşımı. Haz yoksunluğu. Yaşam korkusu. Yeterli olmama duygusu) "Hayatın her alanında zevk alacağım çok şey var. Hayatı seviyorum.

" Anksiyete (kaygı): Hayatın akışına ve gidişatına güven duymama) "Kendimi seviyorum ve onaylıyorum. Hayatın akışına güveniyorum. Güvencedeyim."

Anoreksi: (Hayatı reddetmek. Aşırı korku, kendinden nefret ve reddedilme) "Olduğum gibiyim. Olduğum gibi olmaktan mutluyum. Yaşamayı seçiyorum. Hazzı ve kendimi kabul etmeyi seçiyorum."

Anüs: (Atma noktası, boşaltma noktası.) "İhtiyaç duymadığım şeyleri kolaylıkla ve rahatlıkla atıyorum.

" Anüs- apse: (Bırakmak istediğiniz şeyi bırakamamaktan duyduğunuz kızgınlık) "Bıraktığımda güvendeyim. Sadece ihtiyacım olmayan şeyleri atıyorum.

" -Acı: (Suçluluk duyma. Cezalandırılma arzusu. Yetersizlik.) "Geçmiş geçmişte kaldı. Şimdi kendimi sevmeyi ve onaylamayı seçiyorum

-Fistula: (Gereksiz şeyleri kısmen tutarak atmak. Geçmişin olumsuzluklarına takılı kalmak.) "Sevgiyle geçmişi tümüyle özgür bırakıyorum. Özgürüm. Sevgiyim."

-Kaşınma: (Geçmiş hakkında suçluluk duymak. Pişmanlık.) "Kendimi sevgiyle affediyorum. Özgürüm." Anüs kanaması: (Kızgınlık ve öfke.) "Hayatın akışına güveniyorum. Doğru ve yararlı adımlar atıyorum.

" Apati: (Duygulara izin vermemek. Kendini ölü gibi hissetme. Korku.) "Duygularıma izin veriyorum. Kendimi hayata açıyorum. Yaşam deneyimlerine hazırım.

" Apandisit: (Korku, yaşam korkusu. İyi şeylerin akışını engellemek.) "Güvendeyim. Kendimi gevşetiyor ve hayatın zevkle akmasına izin veriyorum.

" Apse: (İncinme, küçümsenme, intikam duyguları içinde dönüp durma) Düşüncelerimin özgürleşmesine izin veriyorum. Geçmiş bitti. Huzurluyum.

Arter: (Yaşam sevincini taşıyan damarlar.) "Yaşam sevinciyle doluyum. Kalbimin her atışında tüm bedenime yayılıyor."

Arterioskleroz: (Direnme, gerginlik. Katışlaşmış dar düşünceler. İyiyi görmeyi reddetmek.) "Hayata ve hazza tamamen açığım. Sevgiyle bakmayı seçiyorum."

Artrit: (Sevilmediğini hissetmek. Eleştirilmek, kırgınlık). "Sevgiyim. Kendimi sevmeyi ve onaylamayı seçiyorum. Başkalarına sevgiyle bakıyorum.

" Artritli parmaklar: (Cezalandırma, suçlama arzusu. Kurban olduğunu hissetmek.) "Sevgi ve anlayışla bakıyorum. Tüm yaşadıklarıma sevginin ışığıyla yaklaşıyorum.

" Araba tutması: (Korku. Tutsaklık. Tuzağa düşmüş hissetmek.) "Zaman ve mekan içinde kolaylıkla ilerliyorum. Sevgi çepeçevre beni kuşatıyor.

" Astım: (Nefes almaya hak duymamak. Boğulmuşluk duygusu ve bastırılmış gözyaşı. "Hayatımın sorumluluğunu üstlenme güvenini duyuyorum. Özgür olmayı seçiyorum.

" Astım nöbeti: (Korku. Hayata güvenmemek. Çocuklukta takılıp kalmak.) "Büyümekten korkmuyorum. Hayatıma ve kendime güven duyuyorum.

" Bebek astımı: (Yaşam korkusu. Doğmaktan duyulan pişmanlık. "Bu çocuk güven dolu bir ortamda ve seviliyor. Beklenilen ve değer verilen bir çocuksun.

" Ayaklar: Kendimizi, başkalarını, hayatı anlama kapasitemiz. "Anlayışım genişliyor. Değişen dünyaya ayak uyduruyorum.

" Ayak parmakları: Geleceğin küçük ayrıntıları. "Tüm ayrıntılar kendi kendine yerlerini bulurlar.

" Ayakbileği: (Hareket ve yol belirlemeyi temsil ediyor.) "Hayatta ileri doğru adımları kolaylıkla atıyorum.

" Madura ayağı: (Dışlanmaktan duyulan çaresizlik duygusu. İleri adım atamama.) "Kendimi seviyorum ve onaylıyorum. İlerlemek için kendime izin veriyorum.

" Aybaşı sorunları: (Kadın olmaktan duyulan suçluluk duygusu. Cinsel organların günah, pis olduğu inancı.) "Kadın olarak gücümü ve bedenimin normal işlevlerini kabul ediyorum. Kendimi seviyorum ve onaylıyorum.

" B

Bacak sorunları: - Üst: (Çocukluk travmalarının etkisinden kurtulamamak.) "Benim için bildiklerinin en iyisini yapıyorlardı. Onları affediyorum."

- Alt: (Gelecek korkusu. Kıpırdamak istememek.) "Geleceğe güvenle bakıyorum." Bademcikler: (Korku. Bastırılmış duygular. Tıkanmış yaratıcılık.) "Yüksek düşünceler bende ifade buluyor. Her şey iyiliğim için oluyor

." Bağımlıklar: (Kendinden kaçmak. Korku. Kendini sevmeyi bilmemek) "Artık ne kadar harikulade bir varlık olduğumun farkına vardım. Kendimi sevmeyi ve haz almayı seçiyorum.

" Barsaklar: Dışkının atılmasını sağlıyor. - Sorunlar: (Eski ve ihtiyaç duyulmayan şeyi atmaktan korkmak.) "Kolaylıkla eskiyi bırakıyor, coşkuyla yeniyi kabul ediyorum.

" Baş ağrısı (Değersizlik duygusu. Korku. Kendini eleştirme.) "Kendimi seviyorum ve onaylıyorum. Yaptığım şeyleri sevgiyle yapıyorum.

" Baş dönmesi: (Kaçış. Dağınık düşünce. Görmeyi reddetmek.) "Hayatla uyum ve barış içindeyim. Canlı ve mutlu olmakla güven içindeyim.

" Bayılmak: (Korku. Başedememek.) "Hayattaki her şeyle başetme gücüm var." Beden Kokusu: (Korku. Kendinden hoşlanmamak. İnsanlardan korkmak.) "Kendimi seviyorum ve onaylıyorum. Güven duyuyorum.

" Beyin: Bilgisayar ve santralı temsil ediyor. - Tümör: "Yanlış programlanmış inançlar. İnatçılık. Değişmeyi reddetmek.) "Zihnimin bilgisayarını yeniden programlamak çok kolay. Hayat değişimler sürecidir.

" Bitkinlik: ( Can sıkıntısı. Yaptığı işi sevmemek.) "Hayattan coşku duyuyorum. Enerji ve coşkuyla doluyum.

" Boğaz sorunları: (Kendi adına konuşamamak. Yutulmuş kızgınlık. Tıkanmış yaratıcılık. Değişme ve korkusu.) "Kendimi özgürce, kolaylıkla, sevgiyle ifade ediyorum. Yaratıcılığımı kullanıyorum. Değişmeye hazırım.

" Boyun ağrıları: (Soruna bir başka açıdan bakmayı reddetmek. İnatçılık. Esnek olmamak.) "Kolaylıkla ve esneklikle bir konuyu her açıdan görebiliyorum. Birşeyi yapmanın ve görmenin bir çok yolu var."

Böbrek sorunları: (Yargılama, düşkırıklığı, başarısızlık. Utanç. Çocuk gibi tepki gösterme.) "Daima doğru adım atıyorum. Her deneyim yararlı. Büyümeyi seçiyorum.

" Bronşit: (Bağırılıp çağrılan aile ortamı): "Çevremde barış ve uyum var.

" Bunama: (Çocuğun güven dolu sanılan dünyasına geri dönmek. Bakım ve ilgi talep etmek. Etrafındakileri bir çeşit kontrol etme yolu. Kaçış.) "Korunma. Güven. Barış. Evrensel akıl hayatın her boyutunda çalışıyor

" Burun akması: (İçsel ağlama. Çocuksu gözyaşı. Kurban.) "Hayatımın yaratıcı gücünün bende olduğunu kabul ediyorum. Hayattan zevk almayı seçiyorum.

" Burun kanaması:: (Kabul görme isteği.Önem verilmeme duygusu. 'Sevgi istiyorum.') "Kendimi seviyorum ve onaylıyorum. Gerçek değerimi biliyorum.

" C

Cilt sorunları: (Kaygı, korku. Eski, derine gömülmüş bir tehlike. Dokunulma yoksunluğu.) "Barış ve sevgi düşünceleriyle kendimi koruyorum. Geçmişi unuttum ve affettim. Şimdi özgürüm.

" Cinsel hastalıklar: (Cinsel organların günah ve pislik yuvası olduğu inancı. Suçluluk. Cinsellikte insanları kullanmak, sömürmek, tecavüz etmek.) "Cinselliğimi sevgiyle ifade ediyorum. Bana iyi duygular hissettiren cinselliği yaşamayı seçiyorum.

" Cushing Hastalığı: (Zihinsel dengesizlik. Sürekli çılgınca fikirler üretilmesi. Aşırı güçlülük duygusu.) "Sevgiyle bedenimi ve zihnimi dengeliyorum. Şimdi bana iyi duygular veren düşünceleri seçiyorum.

" Cüzzam: (Hayatla başedememe. Temiz ve iyi olmadığına dair uzun süreli inanç.) "Sınırlılığımı aşıyorum. Sevgi tüm hayatımı iyileştiriyor."

Ç

Çene Sorunları: (Kızgınlık. İntikam arzusu.) "Yarattıklarımı değiştirme gücü bende.

" Çıban (şirpençe): Bize yapıldığını düşündüğümüz haksızlıklara duyulan zehirli öfke.) "Geçmişi bırakıyorum, hayatımın her alanını iyileştirmek için kendime zaman tanıyorum.

" Çocuk hastalıkları: (Takvime, toplumsal kurallara ve sahte yasalara inanmak. Etrafındaki yetişkinlerin çocukça davranışları.) "Bu çocuk kutsal sevgi ve korumasıyla kuşatılmış. Zihinsel bağışıklık talep ediyoruz.

" Çocuk felci: (Paralize eden kıskançlık. Birisini durdurma isteği.) "Her şey, herkese yetecek kadar çok. Sevecen düşüncelerle özgürlüğümü yaratıyorum.

" Çürükler: (Yaşamda küçük engeller. Kendini cezalandırma.) "Kendimi seviyorum ve saygı duyuyorum. Kendime sevecen davranıyorum."

D

Dalak: Obsesyon. Bir şeylere aşırı tutku. "Kendimi seviyorum ve onaylıyorum.

" Delilik: (Aileden kaçış. Hayattan şiddetli bir kaçış.) "Bu kişi gerçek kimliğini biliyor ve Evrensel Aklın yaratıcı bir ifadesi.

" Denge Kaybı: (Dağınık düşünceler.) "Hayatım olduğu gibi mükemmel ve güvenli. Her şey iyi ve güzel

" Deniz tutması: (Korku. Ölüm korkusu. Kontrolü yitirme.) "Her yerde barış ve huzur içindeyim. Hayata güveniyorum.

" Dirsek: Yön değişimlerini ve yeni deneyimleri kabullenmeyi temsil. eder. "Yeni deneyimlere, yeni değişimlere ve yeni doğrultulara kolaylıkla uyum sağlıyorum.

" Disk kayması: (Hayatta hiç bir desteğin olmadığı duygusu. Kararsızlık.) "Hayat, tüm düşüncelerimi destekliyor. Kendimi seviyorum ve onaylıyorum.

" Diş sorunları: (Uzun süreli kararsızlık. Karar vermek için düşünceleri analiz edememe.) Doğruluk ilkesinden şaşmadan kararlarımı veriyorum. Doğru kararlar verdiğimin güvencesi içindeyim.

" Dişeti kanamaları: (Hayatta aldığımız kararlardan haz duymama.) "Aldığım kararların doğruluğuna güveniyorum. Huzurluyum.

" Dişeti sorunları: (Kararları kesinleştirememek, hayat karşısında güçsüzlük.) "Kararlı bir insanım. Kendimi sevgiyle destekliyorum ve kararlarımı uyguluyorum.

" Diyabet (Şeker hastalığı): Geçmişteki seçimlerinden pişmanlık duymak. Hayatı kontrol altına alma ihtiyacı. Derin üzüntü. Hayattan tat almama.) "Bu an güzelliklerle dolu. Günün tatlı yönlerini görmeyi, yaşamayı seçiyorum."

Diz sorunları: (İnatçı ego ve gurur. Taviz verememe. Uzlaşamama. Esnek olmama.) "Affediyorum. Anlıyorum. Şefkat duyuyorum. Kolayca uzlaşıyorum.

" Doğuştan gelen sakatlıklar: (Karmik. Böyle gelmeyi siz seçtiniz. Ailemizi de biz seçeriz.) "Her deneyim, gelişim sürecimiz için mükemmel. Olduğum gibi olmaktan mutluyum ve huzurluyum.

" Dudak uçuğu: (Hayatı küçümseme alışkanlığı. Kendini ve başkalarını aşırı eleştirme. 'Her şey ne kadar kötü, değil mi' deme alışkanlığı.) "Hayatla birim. Kendimi ve başkalarını seviyorum. Yaşamaktan mutluluk duyuyorum.

" Düşük: (Gelecek korkusu. 'Şimdi değil, daha sonra..' Yanlış zamanlama.) "Hayat bana daima uygun çözümleri getiriyor."

E

Egzama: (Aşırı muhalefet, düşmanlık. Zihinsel feveran.) "İçimde ve etrafımda uyum, barış, sevgi ve hazla çevriliyim. Güvencedeyim."

Eklemler: Hayatımızın yön değiştirmesi. "Daima en iyi yöne doğru gidiyorum.

" El bileği: Hareketi ve kolaylığı temsil ediyor. "Tüm deneyimlerime bilgelikle, sevgiyle, kolaylıkla yaklaşıyorum ve üstesinden geliyorum.

" Epilepsi(Sara): (Eziyet çekme. Hayatı reddediş. Büyük mücadele duygusu. Kendine yönelik şiddet.) "Hayatı sonsuz ve haz dolu olarak görmeyi seçiyorum. Ben de sonsuz, haz dolu ve huzurluyum."

F

Fıtık: (Zedelenmiş ilişkiler. Gerginlik. Yanlış yaratıcı ifade.) "Kendimi seviyorum ve onaylıyorum. Kendim olmakta özgürüm.

" Fibroid Tümör ve kistler: (Eşe derinden kırılma ve bu kırgınlığı besleme. Kadınlık benliğine darbe yemek.) "Bu deneyimi bana çeken düşünce kalıbından kendimi kurtarıyorum.

" Frijitlik(Cinsel soğukluk): (Korku. Hazdan korkma. Cinselliğin kötü olduğuna dair inanç. Duyarsız eş.) "Bedenimden zevk duyarken güvencedeyim. Kadın olmaktan mutluluk duyuyorum.

" G

Gastrit: (Uzun süren kararsızlık.) "Kendimi seviyorum ve onaylıyorum." Geğirme: (Korku. Hayatı çabucak yutmaya çalışmak.) "Yapmam gereken her şeyi yeri ve zamanı var. Huzurluyum."

Göğüsler: Anneliği ve şefkati temsil ediyor. "Mükemmel bir denge içinde besleniyor ve besliyorum."

- Kistler, yumrular, ağrılar: (Aşırı annelik. Aşırı koruma. Aşırı tahakküm. Yaşamdan beslenmeyi engellemek.) "Kendim olmakta özgürüm, başkalarının da kendileri olma özgürlüğüne saygı duyuyorum. Herkes büyüyüp gelişmeli."

Gözler: Berrak görüşü simgeliyor. Geçmişi, anı geleceği.) "Her şeyi sevgi ve sevinçle görüyorum."

Göz Sorunları: (Hayatta gördüğü şeylerden hoşlanmamak.) "Görmekten hoşlanacağım bir hayatı yaratıyorum." -

Astigmat: (Kendini olduğu gibi görme korkusu.) "Kendi güzelliğimi ve görkemimi görmeyi seçiyorum." -

Katarakat: (Geleceği karanlık görmek.) "Hayat sonsuz ve haz doludur." - Çocuklar: (Ailede olan biteni görmek istememe.) "Bu çocuğu mutluluk ve güzellik kucaklıyor.

" - Şaşılık: (Aynı anda zıt amaçların olması.) "Gördüğüm bana güven veriyor.

" - Hipermetrop: (Anda yaşanılanların değerini bilmemek ve korkmak.) "Şimdi ve buradayım. Güvende olduğumu görüyorum." -

Miyop: (Gelecek korkusu.) "Kutsal hayatın rehberliğine güveniyorum." - Glakoma: (Taşlaşmış affetmezlik.) "Sevgi ve şefkatle bakıyorum.

" - Keratit: (Aşırı kızgınlık. Yumruk atma arzusu.) "Bırakıyorum yüreğimdeki sevgi gördüğüm her şeyi iyileştirsin.

" Grip: (Kitlesel karamsarlık ve inançlara uyum. Korku. İstatistiklere inanmak.) "Toplum inançlarının ötesindeyim. Toplumsal etkilerden özgürüm.

" Guatr: (Üzerinde baskılara duyulan nefret. Kurban. Doyumsuzluk.) "Hayatımın tek otoritesi ve gücü benim. Kendim olmakta özgürüm.."

Gut Hastalığı: (Tahakküm etme ihtiyacı. Sabırsızlık. Kızgınlık. "Kendimle ve başkalarıyla barışığım ve huzurluyum.

" H

Hazımsızlık: (İçgüdüsel korku, kaygı, başa çıkamama.) "Yeni deneyimleri kolaylıkla ve zevkle özümsüyorum.

" Hemoroid: (Geçmişe duyulan kızgınlık. Geçmişin sorumluluğu altında ezilme.) "Yapmak istediğim her şey için zamanım var. Sevgi olmayan her şeyi bırakıyorum.

" Hepatit: (Değişime direnç. Korku, kızgınlık, nefret.) "Düşüncelerim arınmış ve özgür. Geçmişi bırakıyorum, yeniye yöneliyorum."

Herpes: (Cinselliğin ayıp olduğu toplumsal inancı kabullenme. Cezalanma ihtiyacı. Utanç duygusu. Cezalandırıcı bir Tanrı'ya inanma.) "Benim Tanrı anlayışım sevgidir. Cinsellik normal ve doğaldır. Cinselliğimi ve bedenimi seviyorum.

" Hipertiroidi: (İstenen şeyi yapamamaktan duyulan aşırı düş kırıklığı. Daima kendini değil, hep başkalarını düşünmek.) "Gücüme yeniden sahip çıkıyorum. Kararlarımı kendim veriyorum. Kendi mutluluğumun doyumunu yaşıyorum.

" Hiperventilasyon: (Korku. Değişime karşı duymak. Gidişata güvenmemek.) Nerede olursam olayım güven içindeyim. Hayatın akışına güveniyorum.

" Hipofiz: Kontrol merkezi. "Zihnim ve bedenim mükemmel denge içinde." Hipoglisemi: (Hayatın yükü altında ezilmek.) "Hayatımı hafif, kolay, zevkli hale getirmeyi seçiyorum.

" Hodgkin Hastalığı: (Suçlama ve 'yetersiz olmak'tan duyulan büyük korku. Kendini kabul ettirmeye duyulan aşırı gereksinme çabalarıyla yaşam zevkinin unutulması.) "Kendim gibi olmaktan son derece memnunum. Olduğum gibi değerliyim ve yeterliyim. Kendimi seviyorum ve onaylıyorum.

" Horlama: (Kalıplaşmış düşüncelerden kurtulmayı inatçı bir reddediş.) "İçinde sevgi ve haz olmayan düşüncelerimi bırakıyorum. Yeniyi, tazeliği, canlılığı seçiyorum.

" İ

İçe dönmüş tırnak: (İlerlemekten duyulan endişe ve suçluluk duygusu.) "Hayatta kendi yolumu çizmek en doğal hakkım. Güvenliyim. Özgürüm.

"İdrar Sorunları: (Endişe. Eski, düşünceler saplanma. Bıkkınlık.) "Eskiyi kolaylıkla ve rahatlıkla bırakıyor ve yeniye hayatımda yer veriyorum.

" İdrar yolu enfeksiyonu: (Genellikle karşı cinse veya sevgiliye duyulan öfke. Başkalarını suçlamak.) "Bu koşulları yaratan bilincimdeki kalıpları değiştiriyorum. Değişmeye hazırım. Kendimi seviyorum.

" İktidarsızlık: (Cinsel baskı, gerginlik, suçluluk. Toplum baskısı. Önceki eşe duyulan öfke. Anne korkusu.) "Cinsel gücümü kolaylıkla ve zevkle ifade ediyorum.

" İshal: (Korku. Reddetmek. Kaçış.) "Beslenme, hazmetme ve dışkılama sistemim düzenli işliyor. Hayatla barış içindeyim.

" İştah –fazla: (Korku. Korunma ihtiyacı. Duyguları yargılamak.) "Güvendeyim. Hissetmek sağlıklıdır. Duygularım normal ve kabul edilebilir şeylerdir." -az: (Korku. Kendini koruma. Hayata güvenmemek. "Kendimi seviyorum ve onaylıyorum. Güvendeyim. Hayat zevkli ve güven dolu.



" K

Kaba etler (butlar): Gücü temsil ediyor. Gevşek kabaetler; gücün kaybolması. "Gücümü akıllıca kullanıyorum. Güçlüyüm. Güven doluyum.

" Kadın Sorunları: (Kendini, dişiliğini, dişilik prensibini reddetme.) "Kadın olduğum için mutluyum. Bedenimi seviyorum.

" Kalça Sorunları: Büyük kararlar almada duyulan korku. Gidilecek bir yönün olmaması.) "Hayatım denge içinde. Her yaşta kolaylıkla ve zevkle hayatımda ilerleme gösteriyorum.

" Kalp: Sevgi ve güven merkezi. "Kalbim sevgi ritmiyle atıyor." - sorunları: (Uzun süreli duygusal sorunlar. Haz yoksunluğu. Kalbin katılaşması. Stres ve zorluklar.) "Coşku, haz, mutluluk. Bunların düşüncelerimi, deneyimlerimi, bedenimi doldurmasına izin veriyorum

." - Krizi: (Haz duygusunu para, pozisyon vb için feda etmek.) "Önce sevgi geliyor. Hayattan haz almayı seçiyorum." - Kalp damarlarının daralması: (Zihinsel katılık, katı yüreklilik,çelik gibi irade, esnek olmama. Korku.) "Sevecen mutlu düşünceleri seçerek sevecen, mutlu bir dünya yaratıyorum. Güvenli ve özgürüm.

" Kan: Bedende hazzı temsil ediyor, özgürce akıyor.) "Hayatın mükemmel ritmi içinde haz alıyorum ve haz veriyorum.

" Kan Sorunları: (Sevinç yoksunluğu ve düşüncelerin özgürce dolaşamaması.) (Sevinç verici yeni düşünceler içimde özgürce dolaşıyor.) -Pıhtılaşma: (Haz duymaya kapalı olmak.) "İçimde yeni bir hayat uyanıyor.

" Kanama: (Haz alma duygusunu yitirmek. Kızgınlık. ama neye?) "Hayatın mükemmel ritmi içinde haz alıyorum ve haz veriyorum.

" Kan Basıncı- yüksek: (uzun zamandır çözülemeyen duygusal sorun.) "Geçmişi huzurla bırakıyorum." -düşük: (Çocukta sevgi yoksunluğu. Yenilgi. Niye uğraşayım ki? Nasılsa bir şey değişmeyecek.) "Hep sevinç dolu olan şu anda yaşamayı seçiyorum. Yaşamım bir sevinç kaynağı.

" Kabızlık: (Eski düşüncelerden vazgeçmeyi reddetmek. Geçmişe saplanmak. Bazen cimrilik.) "Geçmişi bıraktığımda yenilik, tazelik, canlılık geliyor. Hayatın içimden akmasına izin veriyorum.

" Kandidia: (Aşırı öfke ve düş kırıklığı. Kendini parçalanmış hissetmek. Tahakkümcü ve ilişkilere güvenmeyen, alıcı bir kişilik.) "Olabileceğim her şeyi olmaya kendime izin veriyorum. Hayatta en iyi şeylere layığım. Kendime de başkalarına değer veriyorum, takdir ediyorum ve seviyorum.

" Kangren: (Marazi düşünceler. Zehirli düşüncelerin sevinci boğması.) "Şimdi uyumlu düşünceleri seçiyorum.

" Kanser: (Derin acı. Uzun süre taşınan kırgınlık, sır, hüzün bedeni kemiriyor. Nefreti içine gömmek.) "Geçmişle ilgili her şeyi sevgiyle affediyorum. Yaşamımı mutlulukla doldurmayı seçiyorum. Kendimi seviyorum.

" Karaciğer: Öfke ve gazabın merkezidir. Sorunları: (Sürekli şikayet etmek. Kendini kandırmak. Haklı çıkmak için sürekli başkalarında hata bulmak. Kötü hissetmek.) "Kalbim açık olarak yaşamayı seçiyorum. Baktığım her yerde sevgiyi görüyorum.

" Karın ağrıları: (Korku, başlamış bir olayı, süreci durdurmak.) "Hayatın akışına güveniyorum. Güvencedeyim

". Karın ağrısı: (Zihinsel tahriş. Sabırsızlık. Çevreden duyulan rahatsızlık.) "Bu çocuk yalnızca sevgiyi ve sevgi dolu düşüncelere karşılık veriyor. Her şey barış dolu.

" Kas Sorunları: (Aşırı korku. Herkesi ve her şeyi çılgın bir şekilde kontrol etme arzusu. Güven duymanın derin ihtiyacı.) "Hayatta olmak güzel. Kendim olmak güzel. Kendime güveniyorum

" Kaşınma: (Akıntıya kürek çekme arzusu. Doyumsuz. Pişman.) "Bulunduğum noktada huzurluyum. Arzu ve ihtiyaçlarımın karşılanacağını bilerek, iyiliğimi kabul ediyorum.

" Katarakt: (Geleceği olumlu görememek. Karanlık gelecek.) "Hayat sonsuzdur ve haz doludur. Her ana heyecanla yaklaşıyorum.

" Kazalar: (İstediğini dile getirememe. Otoriteye karşı çıkma isteği. Şiddetle inanmak) "Bunu yaratan düşünceyi aşıyorum. Huzurluyum, değerliyim.

" Kekemelik: (Güvensizlik. Kendini ifade yoksunluğu. Ağlamaya izin verilmemesi.) "Düşündüklerimi ifade etmekte özgürüm. Kendimi güven ve sevgiyle ifade ediyorum.

" Kellik: (Korku. Gerginlik. Her şeyi kontrol altında tutmaya çalışma.) "Kendimi seviyorum ve onaylıyorum. Hayata güveniyorum." Kemikler: Evrenin temel yapısını temsil ediyor.) "Dengeli ve sağlam yapılıyım

." Kemik sorunları: -Kırılma: (Otoriteye karşı tepki.) "Dünyamda kendimin efendisi benim. Düşüncelerim yalnızca bana ait.

" -Deformasyon: (Zihinsel baskı ve gerginlik. Kasların ve düşüncenin esnekliğini kaybetmesi.) "Hayatın nefesini dolu dolu içime çekiyorum. Hayatın akışına güveniyorum.

" Kısırlık: (Hayat sürecine duyulan korku ve direnç Ya da anne baba olmaya ihtiyaç duymamak.) "Hayata güveniyorum. Doğru yerde, doğru zamanda, doğru şeyi yapıyorum. Kendimi seviyorum ve onaylıyorum

." Kızarıklık: (Gecikmelerden duyulan rahatsızlık. Dikkat çekmenin çocukça bir yolu.) "Kendimi seviyorum ve onaylıyorum. Hayatta her şey gerektiği zaman oluşuyor.

" Kistler: (Acı veren eski bir filmi tekrar tekrar seyretmek. Acıları beslemek. Sahte büyüme.)

"Zihnimin sinemaları güzel filmler gösteriyor. Çünkü ben seçiyorum. Kendimi seviyorum

." Kistik Fibroz: (Hayatın size mutluluk getirmeyeceğine dair derin inanç. 'Zavallı ben'.) "Hayat beni, ben hayatı seviyorum. Hayatı dolu dolu ve özgür yaşamayı seçiyorum.

" Kollar: (Hayat deneyimlerini kucaklama kapasitesi ve yeteneği.) "Yaşadıklarımı kolaylıkla ve zevkle, severek kucaklıyorum.

" Kolesterol: (Haz kanallarının tıkanması. Haz alma korkusu.) "Hayatı sevmeyi seçiyorum. Haz kanallarım ardına kadar açık.

" Kolit: (Aşırı derecede katı ana babalar. Eziyet çekme ve yenilgi duygusu. Şefkate duyulan büyük ihtiyaç.) "Kendimi seviyorum ve onaylıyorum. Mutluluğumu kendim yaratıyorum. Hayatta 'kazanan' olmayı seçiyorum

." Koma: (Korku. Bir şeyden veya birinden kaçmak.) "Seni sevgi ve güvenle kucaklıyoruz. İyileşmen için ortam yaratıyoruz. Sen sevgisin.

" Konjunktivit: (Hayatta görülen şeylere öfke ve düş kırıklığı duymak.) "Sevginin gözleriyle görüyorum. Uyumlu bir çözüm yolu var ve bu yolu kabul ediyorum.

" Koroner Trombos (kalp damarları tıkanıklığı): (Yalnızlık duymak ve korkmak. Yeterli olmamak. Yeterince uğraşmamak. 'Asla yapamayacağım.') "Tüm hayatla birim. Evren beni tümüyle destekliyor. Her şey harikulade.

" Kramplar: (Gerginlik. Korku. Sıkı sıkıya yapışmak.) "Zihnimi gevşetiyorum ve huzur dolu olmasına izin veriyorum.

" Kronik hastalıklar: (Değişimi reddetmek. Gelecekten korkmak. Güvende hissetmemek.) "Gelişmeye ve değişime hazırım. Şimdi güvenli yeni bir gelecek yaratıyorum.

" Kuduz: (Kızgınlık. Çözüm yolunun şiddet olduğu inancı.) "İçimde ve çevremde barış hüküm sürüyor.

" Kulaklar: İşitme kapasitesini temsil ediyor. "Sevgiyle dinliyorum." Kulak ağrısı: (Kızgınlık. İşitmek istememek. Fazla kargaşa. Kavga eden ana baba.) "Çevremde uyum var. İyi ve hoş şeyler işitiyorum. Sevginin merkeziyim.

" Kulak çınlaması: (Dinlemeyi reddetmek. İçimizdeki minik sese kulak vermemek. İnatçılık.) Yüksek benime güveniyorum. İçimdeki sese sevgiyle kulak veriyorum. İçinde sevgi olmayan her şeyi bırakıyorum.

" Kurdeşen: (Küçük, gizli korkular.) "Hayatımın her alanında barış var."

L

Larenjit: (Öfkeden konuşamamak. Otoriteye kızgınlık. Konuşmaktan korkmak.) "İstediklerimi rahatlıkla dile getiriyorum. Kendimi ifade edebiliyorum.

" Lenf Bezleri: (Aile çatışmaları, kavgalar. Çocuk istenmediğini hissediyor.) "İstenen, hoş karşılanan ve çok sevilen bir çocuğum

." Lösemi: (İlham ve yaratıcılığın hunharca yok edilmesi. 'Ne yararı var?) "Geçmişteki sınırlılığımı aşıp, şimdiki anın özgürlüğünü yaşıyorum. Kendim olmakla güvencedeyim.

" M Menopoz sorunları: (Artık istenmemekten korkmak. Yaşlanma korkusu. Kendini kabullenmeme.) "Hayatın tüm dönemlerinde dengeli ve huzurluyum. Bedenimi sevgiyle kutsuyorum.)

Migren: (Köşede sıkışıp kalma duygusu. Cinsel korkular. (Migreni geçirmek için en iyi yol mastürbasyondur.) "Hayatın akışına kendimi bırakıyorum. Hayat benim hayatım.")

" Mide bulantısı: (Korku. Bir fikri ya da deneyimi kabul edememe.) "Güvendeyim. Hayatın bana daima iyilikler getireceğine güveniyorum.

" N

Narkolepsi: (Her şeyden uzaklaşma isteği. Aşırı korku. Burda olmayı istememek.) "Kutsal bilgeliğin gücüne ve rehberliğine güveniyorum.

" Nasırlar: Katılaşmış kavram ve düşünceler. Somut korkular.) "Yeni düşünce ve yolları görmek ve denemek güvenli. İyiye açığım."

Nefes: Hayatı içimizde hissetme yeteneği.. "Hayatı seviyorum."

Nefes Kokması: (Kızgınlık ve intikam dolu düşünceler.) "Geçmişime sevgiyle sünger çekiyorum. Sadece sevgiyi dile getiriyorum.

" Nefes sorunları: Hayatı dolu dolu yaşamaktan korkmak. Yaşamda yeri olmadığını hissetmek.) "Hayatı dolu dolu ve özgürce yaşamak en doğal hakkım. Sevilmeye layığım. Hayatı dopdolu yaşamayı seçiyorum.

" Nefrit (Bright hastalığı): (Hiç bir şeyi doğru yapamayan bir çocuk gibi hissetmek. Başarısızlık.) "Kendimi seviyorum ve onaylıyorum. Değerli ve yeterli bir insanım.

" O Omurga: Hayatın esnek desteği. "Hayat tarafından destekleniyorum.

" Omurga eğriliği: (Hayata güvenmemek. Onursuzluk. Cesaretsizlik. Desteksizliğin korkusu.) Korkularımı yeniyorum. Sevgiyle dik duruyorum. Bu, benim hayatım

" Omurilik Menenjiti: (Aşırı aile uyumsuzluğu. Kızgınlık ve öfke dolu bir ortamda yaşamak. Aşırı içsel karmaşa. Destek yoksunluğu.) Düşüncelerimde, bedenimde ve dünyamda barış yaratmayı seçiyorum. Güvenliyim ve seviliyorum."

Ö

Ödem: (Kimi yada neyi bırakamıyorsun?) "Geçmişi bırakıyorum ve özgürleşiyorum.

" P

Pamukçuk: "Dudaklardan dökülmesi engellenen çirkin, suçlayıcı sözcükler.) "Sevgi dolu dünyamda yalnızca sevinç dolu deneyimler yaratıyorum.

" Pankreas: Hayatın tadını simgeliyor. "Hayattan tat alıyorum."

Parmaklar: (Hayatın detaylarını simgeliyor. "Hayatın ayrıntılarıyla barış içindeyim." - Baş parmak: Akıl ve endişeyi simgeliyor. "Zihnim dingin." - İşaret parmağı: Ego ve korkuyu simgeliyor. "Güvendeyim." - Orta parmak: Kızgınlık ve cinselliği simgeliyor. "Cinselliğimle barış içindeyim." - Yüzük parmağı: Birlikte olma ve üzüntüyü simgeliyor. "Sevecen ve huzurluyum." - Küçük parmak: Aile ve sahte bir görünüm verme çabasını simgeliyor. "Hayat ailesinde olduğum gibi görünüyorum.

" Parkinson hastalığı: (Korku. Herkesi, her şeyi aşırı kontrol etme arzusu.) "Güvende olduğumu bilerek rahatım. Hayatım bana ait."

Peptik ülser: (Yeterli olmama inancı. Başkalarını memnun etme kaygısı.) Kendimi seviyorum ve onaylıyorum. Kendimle barışığım."

Prostat sorunları: (Zihinsel korkuların erkekliği zayıflatması. Vazgeçmek. Cinsel baskı ve suçluluk. Yaşlanma korkusu.) "Kendimi seviyorum ve onaylıyorum. Gücümü kabul ediyorum. Ruhum daima geni

R

Rahim: Yaratıcılığın evini simgeliyor. "Bedenimle barışığım."

Raşitizm: (Duygusal beslenme eksikliği. Sevgi ve güven yoksunluğu.) "Güvenliyim. Evrenin ta kendisi olan sevgiyle besleniyorum.

" Romatizma: (Kurban. Hep haksızlığa uğradığını hissetmek. 'Hep benim başıma geliyor.' Sevgi yoksunluğu.) "Deneyimlerimi ben yaratıyorum. Kendimi ve başkalarını sevip onayladıkça, gittikçe daha olumlu deneyimleri hayatımda yaratıyorum.

" Safra taşı: (Katı düşünceler. Lanetleme. Gurur.) "Geçmişi arkamda bırakmayı seçiyorum.

" Sağırlık: (Reddediş. İnatçılık. Tecrit. 'Neyi işitmek istemiyorsun?' 'Beni rahatsız etme'.) "Yüce sesi dinliyorum. İşittiğim her şey bana zevk veriyor. Her şeyle birim."

Saman Nezlesi: (Duygusal tıkanma. Zamanla yarış. Suçluluk.) "Hayatın BÜTÜNÜYLE BİR'İM. Her zaman hayata güven duyuyorum." Sarılık: (İçsel ve dışsal önyargı. Dengesiz mantık.) "Kendim ve herkes için sevgi, anlayış ve şefkat duyuyorum.

" Selülit: (Çocukluk anılarına takılı kalmak. Geçmişteki kötülükleri unutamamak. İlerlemekte zorlanmak. Kendi yolunu çizme korkusu.) "Herkesi affediyorum. Kendimi affediyorum. Tüm geçmiş acılarımı affediyorum. Özgürüm.

" Sırt sorunları – üst: (Duygusal destek yoksunluğu. Sevilmediğini hissetmek. Sevgiyi göstermemek.) "Kendimi seviyorum ve onaylıyorum. Yaşam beni destekliyor ve seviyor." - orta: (Suçluluk. Sırta binen yükün altında ezilmek. "Sırtımdan in".) "Geçmişimi bırakıyorum. Yüreğimdeki sevgiyle hayatta ileriye doğru yol almayı seçiyorum." - aşağı: (Parasızlık korkusu. Ekonomik destekten yoksunluk.) "Hayatın kendisine güveniyorum. İhtiyacım olan şey daima karşılanıyor.

" Siğil: (Küçük nefretler duyma. Çirkin olduğuna inanma.) "Tüm ifadesiyle hayatın sevgisi ve güzelliğiyim.

" Sinir ağrısı (nevralji): (Suçu cezalandırmak. İletişim konusunda şiddetli üzüntü.) "Kendimi affediyorum. Sevgiyle iletişim kuruyorum.

" Sinir krizi: (Ben merkezcilik. İletişim yollarını tıkamak.) "Yüreğimi açarak, açık ve sevecen iletişim kuruyorum.

" Sinirlilik: (Korku, evham, mücadele, acelecilik. Hayata güvenmemek.) "Sonsuzluğun içinde yolculuk yaptığımı biliyorum. Her şeye zaman var. İçtenlikle iletişim kuruyorum.

" Sinüs sorunları: (Çok yakın bir insandan tedirgin olmak.) İçimde ve çevremde huzurlu ve uyumlu bir ortam var.

" Sivilce: (Kendini kabul etmemek. Kendinden hoşnut olmamak.) "Hayatın kutsal bir ifadesiyim. Kendimi şu anda olduğum gibi seviyorum ve kabul ediyorum.

" Siyah noktalar: (Kirli ve sevgisiz hissetmek.) "Kendimi seviyorum ve onaylıyorum.

" Soğuk algınlığı: (Aynı anda birden çok şeyin birden olması. Zihinsel karışıklık. Küçük incinmeler. "Her kış üç kez soğuk algınlığına yakalanırım" türünden inançlar.) "Gevşemeye ve düşüncelerimin berraklaşmasına izin veriyorum. İçimde ve çevremde berraklık ve uyum var."

Ş

Şişmanlık: (Korunma isteği. Aşırı duyarlılık.) "Kutsal sevgiyle korunuyorum ve güven duyuyorum."

T

Tetanoz: (Kızgın, yiyip bitiren düşüncelerden kurtulma isteği.) "Yüreğimdeki sevginin tüm bedenimi ve duygularımı yıkamasına ve iyileştirmesine izin veriyorum.

" Tırnak Yemek: (Çaresizlik ve düşkırıklığı. Kendini yemek. Anne babaya öfke duymak.) "Büyümeyi seçiyorum. Artık kendi hayatımı kolaylıkla ve zevkle idare ediyorum.

" Timus: Bağışıklık sisteminin temel guddesi. 'Herkes bana zarar vermeye uğraşıyor. Hayat bana saldırıyor.' Sevecen düşüncelerim bağışıklık sistemimim güçlendiriyor. İç ve dış dünyamda güvenliyim. Sevgiyle iyileşiyorum.

" Tiroid: (Aşağılanmak. 'İstediğim hiç bir şeyi yapamıyorum. Bana sıra ne zaman gelecek?) "Eski sınırlılığımı aşıyorum ve kendimi özgürce, yaratıcılığımla ifade ediyorum.

" Tüberküloz: (Bencillikle kendi kendini yok etmek. Hükmedici sabit düşünceler. Öç alma ihtiyacı.) "Kendimi sevdikçe ve onayladıkça, daha zevkli, huzurlu, barışçıl bir dünya yaratıyorum

." U

Uçuk ve kabarcıklar: (Kırgınlık. Duygusal korunma yoksunluğu.) "Hayatın akışında, her yeni deneyime kolaylıkla uyum sağlıyorum." Uykusuzluk: (Korku. Hayat sürecine güvenmemek. Suçluluk.) "Günü ardımda bırakıyor, huzurlu bir uykuya dalıyorum. Yarın yeni bir gün ve çözümleriyle geliyor

." Uyuşma: (Başkalarını umursamamak. Sevgi vermemek. Zihinsel duyarsızlık.) "Duygularımı ve sevgimi paylaşıyorum. Herkesin sevgisine karşılık veriyorum.

" Uyuz: (Başkalarının fazla etkisinde kalmak.) "Hayatın yaşayan, seven, haz dolu bir ifadesiyim. Benim, kendi kişiliğim var

." Ü

Ülser: (Korku. Yetersiz olduğuna dair duyulan güçlü inanç. Sizi ne yiyip bitiriyor?) "Kendimi seviyorum ve onaylıyorum. Barış ve huzur doluyum.

" Ürperme: (Zihinsel kasılma. Geriye çekilme. Uzaklaşma arzusu. Beni yalnız bırak.) "Her zaman emniyetteyim ve güven içindeyim. Sevgi beni kuşatıyor ve koruyor."

V

Varis: (Bulunduğun durumdan nefret etmek. Cesareti yitirmek. Aşırı yük taşıdığını hissetme.) Hayatı seviyorum ve özgürce hareket ediyorum.

Vitiligo(ciltte beyaz noktalar): (Ait olmama. Kendini her şeyin dışında hissetmek. Bir gruba dahil hissetmemek.) "Hayatın tam merkezindeyim. Herkese ve her şeyle sevgiyle bağlıyım."

Y

Yanma: (Kızgınlık. Küplere binmek.) "Sevgi ve coşku doluyum.

" Yanıklar: (Kızgınlık. Alev alev öfke.) "İçimde ve çevremde barış ve uyum yaratıyorum. İyi hissetmeyi hak ediyorum.

" Yaşlılık sorunları: (Toplumsal inançlar. Eski düşünceler. Kendim olma korkusu. Şimdiyi reddetmek.) "Her yaşta kendimi seviyorum ve onaylıyorum. Hayatın her anı mükemmel.

" Yatağı ıslatma: (Ebeveyn korkusu. Genellikle baba.) "Bu çocuğa sevgi, şefkat ve anlayışla bakıyorum.

" Yılancık: (Başkalarının hayatına çok fazla karışmasına izin vermek. Kendini yeterince temiz ve iyi bulmamak.) "Kendimi seviyorum ve onaylıyorum. Hiç kimsenin, hiç bir şeyin üzerimde gücü olmasına izin vermiyorum.

" Yirminci yaş dişi: (Sağlam bir temel yaratmak için gereken zihinsel hazırlığı yapmamak. "Bilincimi, hayatın genişletmesine açıyorum. Gelişmek ve değişmek için hazırım. Ve bol imkanım var.

" Yumurtalıklar: Yaratıcılık noktası. "Yaratıcılığımı dengeliyorum." Yüz: Dünyaya gösterdiğimizi temsil ediyor. "Kendimi olduğum gibi ifade ediyorum."

Z

Zatürree: (Umutsuz. Hayattan bıkkınlık. Duygusal yaraların iyileşmesine izin verilmemesi.) "Yeni düşünceleri kabul ediyorum. Bu an, yeni bir an.

" Zona: (Korku ve gerginlik. Aşırı duyarlılık.) "Dinginim ve huzurluyum. Çünkü hayatın akışına güveniyorum." "Düşünce Gücüyle Tedavi" kitabından alınmıştır - Louise Hay Fiziksel bir sorunun olduğunda listeyi kullanma yolu:

1. Sorunun zihinsel nedenine bak ve bunun senin için doğru olup olmadığını düşün. Değilse, sessizce otur ve kendine sor: "Bende bunu yaratan hangi düşünceler olabilir"

2. Şu sözleri tekrar et: "Bilincimde bu koşulları yaratan düşünce kalıbını bırakmaya hazırım."

3. Yeni düşünce modelini birçok kez tekrar et. 4. İyileşmenin zaten başlamış olduğunu varsayıp, iyileşmeyi kabul ediyorum.


Kaynak : www.instagram.com/dusunenakil