Ruhsal Yolculuk, Spiritüel yaşam

24 Haziran 2017 Cumartesi

Bayram Gelenekleri







Bayram Gelenekleri

Anadolu’da toplumsal hareketliliğin doruğa çıktığı günlerdir bayramlar. Barışmalar, yardımlaşmalar, çocuk sesleri, ikramlar, eş dost ziyaretleri, oyunlar, eğlenceler bayramları ayrı kılar diğer günlerden. Bayramlarda yoğun iş hayatına biraz ara verilerek çocuklara, eşe dosta, aileye, komşulara ayrılır zamanlar. Yüzyılların geleneklerini günümüze taşır bayramlar. Kimi adetler yok olmaya yüz tutmuşsa da “ Nerede o eski bayramlar!” nidalarında yankılanmaya devam etmektedir. Gelin bayramların nasıl yaşanıp yaşatıldığına birlikte şöyle bir göz atalım.



Bayram hazırlıkları haftalar öncesinden başlar. Bayram alışverişi ile başlar bayram heyecanı. Çocuklar kendileri için alınan kıyafetleri özenle saklar. İkramlar için şekerleler, ikramlık baklava, tatlı malzemeleri alınır. Kurban bayramında ise bu zamanlarda kurbanlık alma heyecanı vardır. Kimileri ortaklaşa büyükbaş, kimisi bireysel olarak küçükbaş hayvan alır. Bu günler ekonominin zirveye çıktığı günlerdir aynı zamanda. Bayramın yaklaştığı günlerde bayram temizliği heyecanı başlar. Ev temizliği yapılır. Kimisi evini boyar. Çamaşırlar yıkanır. Böylece ev misafirleri ağırlamak için bayramlığını giymiş olur.

Bayram öncesi aynı zamanda yoksulların yüzünün güldüğü günlerdir. Bu dönemlerde ekonomik sıkıntı yüzünden bayramda kara kara ne yapacağını düşünen insanlar fitre ve sadakalar ile bayramı güler yüzle geçirirler.

Adağı olan kişiler adaklarını arefe günü keserler. Kesilen adak eve çağrılan misafirlere ikram edilir ya da dağıtılır. Bazı yörelerde arefe günü çocuklara şeker, kuruyemiş veya çörek dağıtılır. Bu geleneğin devam ettiği yerlerde çocuk koşturmaları bayramın habercisidir.

Bayram günü sabah erkenden kalkılır, evin erkekleri bayram namazına gider. Evde kalanlar ise bayram günü heyecanıyla kahvaltı hazırlar. Bazı yörelerde sabahın ilk ışıklarıyla mezar ziyaretleri yapılır dualar okunur.

Bayram namazının bitmesi bayramın başladığı anlamına gelir. İlk olarak cami avlusunda sıralanan erkekler bayramlaşır. Bayramlaşmadan sonra kimisi evinin kimisi mezarlığın yolunu tutar. Camiden çıkan kişilerin eve gelişiyle evde de bayramlaşmalar başlar. “ bayramın mübarek olsun, senin de mübarek olsun, çok bayramlar göresin, bayramın kutlu olsun.” sözleri yankıları ardı ardına.

Bayram günü ev halkı kahvaltı yaptıktan sonra bayram ziyaretlerine başlar. Ailenin büyükleri ziyaret edilir önce. Bu nedenle aile büyükleri bayram günü evlerinden ayrılmazlar. Farklı yerlerde yaşayan aile bireyleri aile büyüğünün evinde bir araya gelirler genellikle.

Bayram gününü en coşkulu yaşayan çocuklardır. Ev ev dolaşıp torbalarını şekerle ceplerini harçlıkla dolduran çocuklar şehri çocuk cıvıltısına boğarlar bayramlarda.

Kurban bayramında bayramın ilk saatleri biraz farklı yaşanır. Haftalar öncesinden alınan kurbanlıklar kesime götürülür. Kesilen kurbanın ev için ayrılan kısmından alınan et ile kavurma veya mangal yapılır ve birlikte yenir. Kurbanın üçte biri yoksullara dağıtılır ve yoksulların da bayram yapması sağlanır. İsterseniz biraz da yöresel geleneklerden bazılarına göz atalım.

Bayram Çıkarma Geleneği: Kastamonu'nun Taşköprü ilçesinde yaşatılan bu geleneğe göre çevre köylerden şehre gelen misafirler bayram namazından sonra gruplar halinde şehirdeki evlere dağılır. Öğle kadınların yaptığı yemekler cami avlusuna getirilir ve hep birlikte yenir. Kurulan salıncaklar ve tahtırevallilerde çocuklar hoşça vakit geçirir. Sonra misafirler köylerine döner.

Ebebiş Geleneği: Ankara Kızılcahamam'da yaşanan bu gelenekte ise çocuklar grup oluşturur. Gruba bir lider seçilir. Liderin belirlediği evlere bayramlaşmaya gidilir ve "Ebebiş, ebebiş, vermeyen çürük diş" tekelemesi söylenerek şeker ve kuruyemiş toplanır. Toplanan bu şeker ve kuruyemişlere de ebebiş denir.

Bayram Konatı: Bartın'da konat adı verilen sinilere konulan yemekler bayram günü öğle namazında camiye götürülür. Misafirlerle birlikte yemekler yendikten sonra sohbet edilir. Daha sonra konat yapılan diğer köylere gidilir ve böylece tüm köyler bayramlaşmış olur.

Bayram Yeri: Kocaeli'nin Kandıra ilçesinde bayram günü belirlenen meydanda insanlar toplanır. Burada bayramlaşma ve türlü türlü eğlenceler yapılır, oyunlar oynanır, şarkılar söylenir, ve sohbetler yapılır. Böylece insanlar sosyalleşmiş olurlar. Bayram yeri aynı zamanda gençlerin birbirini tanıyıp ileriye dönük kararlar aldığı yerdir.

Helesa: Bir efsaneden ortaya çıktığı sanılan helesa geleneğinde gençler ramazanın on beşinden sonra fener ve mumlarla süsledikleri kayıklarıyla kıyıya çıkıp evlerden görülecek bir yerde helesa manileri söyleyerek bahşiş toplarlar. Tam bir şenlik havasında geçen bu gelenek Sinop'ta tüm canlılığıyla sürmektedir.

Çocuk Sevindirme: Elazığ'da arefe günü hazırlanan şeker ve çörekler mezarlık ziyaretlerinde mezarların başına bırakılır. Büyükler mezardan ayrıldıktan sonra çocuklar bu şekerleri alır. Böylece ölülerin ruhlarının sevindirirldiğine inanılır.

Kızlar Bayramı: Alaplı'da bayramın son günü ve ertesi günü kutlanır kızlar bayramı. Köylerden Alaplı'ya gelen kızlar ve erkekler hükümet caddesinde toplanır ve görücüye çıkarlar. gençler evleneceği kişiyi seçerken akrabalar hasret giderir. İnsanlar yöresel kıyafetlerini giyer ve maniler söylerler. http://nasilkolay.com/bayram-gelenekleri

                          

BAYRAMLAR VE ÇOCUKLAR




Résultat de recherche d'images pour "BAYRAMLAR VE ÇOCUKLAR"
BAYRAMLAR VE ÇOCUKLAR

Bayramlar en çok çocuklar için önemlidir.
En çok onlar sevinir,
Çeker yiyebilecekleri büyüklerden harçlık alabilecekleri için değil.
Bayramlarda kendilerini daha çok özgür hissederler.
Büyüklerin gereksiz baskıları kısıtlamaları kızgınlıkları olmaz.
Daha toleranslı olurlar.
Çocuklar da özgüvenli olur bayramlarda.
Daha özgür,daha bağımsız daha mutlu.daha yaratıcı
Keşke degeryargılarımız kültürümüz gelişmiş toplumlardaki gibi çocuklarımıza he rgün bayram yaşatabilse.
O zaman daha saglıklı, daha yaratıcı, daha araştırmacı, daha özgür nesiller yetisir.
O ülke kendini hızla değiştirir geliştirir,
Çocugu çocukluğuna bırakıp ciddiye alsanız büyüklere o kadar çok şey ögretirler ki şaşarsınız.
insan

23 Haziran 2017 Cuma

%100’e yakın Doğru… Resme Baktığında İlk Ne Görüyorsun…




%100’e yakın Doğru… Resme Baktığında İlk Ne Görüyorsun…

ADAM GÖRENLER:

Ailenin, arkadaşların, sevgilinin, çocukların tüm sorunlarını çözmeyi kendine görev edinmişsin. Hep güçlü olmak üzere kendini yetiştirmişsin. Ama bu günlerde artık biraz dinlenmeye ihtiyaç duyuyorsun.
Hayatın da alma- verme dengesi çok bozulmuş. Sevgiyle alıp kabul etme, ihtiyacın olduğunda yardım talep edebilme senin başarman gereken sınavlarından biri… Kendini artık affet ve kollarınla kendine sarıl iyi ki varım de…

KADINI GÖRENLER:

Dişi yanın beni ortaya çıkar diye bağırıyor, süslen püslen sokağa çık. Kendine masaj hediye et. Bedenini olduğun gibi kendini olduğun gibi kabul et. Aynaya bakıp ben çok güzelim de.
Dişi enerjini ortaya çıkarmak, rahatça ifade edebilmek senin sınavlarından biri. Hep anne, hep iyi dost, hep görev insanı olmak zorunda değilsin. Biraz da hayata neşeyle bak, yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştir…

KAPLANI GÖRENLER:

İş hayatın, para durumun şu aralar çok sıkışık. Kafan da sürekli hesap-kitap yapıyorsun ve sen bunu yaptıkça enerjin daha da düşüyor.
Eğlenerek, sevdiğin işi yaparak para kazanılacağını anlaman bu hayatla ilgili en büyük sınavlarından biri. Doğada bol yürüyüş yap, kendini biraz akışa bırakıp her türlü hayırlı kaynaktan bana bolluk bereket gelir tekerlemesini tekrarla…

MAYMUNU GÖRENLER:

Başkalarının fikirleri, görüşleri, onaylamaları senin üzerine çok etkili olmuş. Kendi yapmak istediklerini elalem ne der diye hep ertelemişsin. Ruhun boğulmuş ve sen giderek daha mutsuz olmuşsun, içine kapanmışsın.
Artık kendini onaylamanın zamanı geldi… Artık çevrene ördüğün hapishaneden çıkma zamanı geldi… Senin bu hayattaki sınavın kim ne derse desin ben kendi doğrularımla yaşayacağım diyebilmek… Unutma hayattaki en önemli şey aynaya baktığında bu hayatı iyi yaşadım aferin bana diyebilmek…
% 1000 Doğru… Resme Baktığında İlk Ne Görüyorsun… Bilinçaltı arkadaki şekilleri seçer ben de bu testi bilinçaltını okumak için hazırladım o yüzden arkadaki az görünen şekillerin yorumları var. Öndeki ağaç, kuş, vazo gibi şekillerin anlamları yok…


kaynak: http://www.hayatimdegisti.com/0-e-yakin-dogru-resme-baktiginda-ilk-ne-goruyorsun.html


Bilimsel Olarak Kanıtlandı: Doğduğunuz Ay, Hangi Hastalıklara Yakalanacağınızı Belirliyor!





Bilimsel Olarak Kanıtlandı: Doğduğunuz Ay, Hangi Hastalıklara Yakalanacağınızı Belirliyor!


İspanya’da görev yapan bilim insanları, doğum aylarıyla 27 farklı kronik hastalığı eşleştirdiler.

Sonuçlara astronomik ya da burçlara dayalı bir yol ile değil bilimsel yöntemlerle ulaştıklarını iddia ediyorlar.

Yeni yapılan bir araştırmaya göre doğduğumuz aylar, sahip olduğumuz kronik hastalıkları belirleyebilirler. Bu cümleyi okuyunca çoğu kişinin aklına bir yıldız falı baktıkları ya da burç yorumladıkları gibi fantastik şeyler geliyor.
Ancak uzmanlar bu durumu ultraviyole ışınlara, mevsimsel değişiklere, D vitamini seviyelerine ve virüslerin yaygın oldukları döneme göre anne karnındaki bebeklerin etki altında kalma oranlarına bağlıyorlar.
İspanyol bilim insanları, söz konusu etmenlerin uzun süreli sağlık süreçlerinde fark yaratıp yaratmadığını incelediklerinde sonuçlar, 27 farklı kronik hastalığa işaret etti:
Eylül ayında doğan erkeklerin tiroid problemlerine yakalanma ihtimalleri, Ocak ayında doğanlardan neredeyse üç kat daha yüksekti.
Ağustos ayında doğan erkeklerin, yılın başında doğanlara göre neredeyse 2 kat daha fazla astım riski vardı.
Temmuz ayında doğan kadınların % 27’sinde yüksek tansiyon sorunuyla karşılaşma oranı yılın geri kalanındaki doğumlara göre daha olasıydı.
Haziran ayında doğan erkeklerin %34’ünün depresyona yakalanma olasılığı düşüktü ve % 22’si daha az bel ağrısı şikayetiyle doktora gidiyordu.


Haziran ayında doğan kadınlar, migren için % 33 daha düşük risk taşıyorlar ve % 35 daha az menopoz sorunları yaşıyorlardı.
Genel olarak bakıldığında, Eylül ayında doğan bebeklere herhangi bir kronik hastalık tanısı konma şansı diğer aydaki doğumlara oranla daha azdı.
Araştırmacılar bu sonuçlara ulaşmak için yaklaşık 30.000 kişiyi inceledi ve bazı ayların sağlık üzerinde olumlu etkileri olduğunu buldular.
Güneş ışığı vücutta D vitamininin üretimini tetiklerken, yaşamın ilk aylarında D vitamini eksikliği zihinsel ve fiziksel sağlık üzerinde uzun süreli etkilere neden olabiliyor.
Araştırmanın baş yazarı Profesör Jose Antonio Quesada şunları söylüyor: “Bu çalışmada, doğum ayının etkisi ile çeşitli kronik hastalıkların ortaya çıkışı ve uzun vadeli sağlık sorunları arasında önemli bir ilişki olduğunu kanıtladık.”
kaynak: http://www.dailymail.co.uk/health/article-4623802/Your-birth-month-affect-diseases-likely-get.html

21 Haziran 2017 Çarşamba

Aşk ilişkilerinizi şifalandırma yolları




Aşk ilişkilerinizi şifalandırma yolları

Yaşamınızda aşk, iş, para ilişkilerimizi aslında biz farkında olmadan bilinçaltınız yönetiyor. 

Daha doğrusu bilincinizin dışı yönetiyor. gecmiste izlediğiniz bir film, anne babamizdan aldığınız kodlar, ya da uyurken bilincinize kodlanan konuşmalar tüm yaşamınızı etkileyebiliyor ve hayatınızı yönlendiriyor. 
Yani hayatınızda yaşadığınız tüm olumsuzluklar çevrenizle ilgili değil, geçmişte bilinçaltınıza aldığınız kodlamalarla ilgili. Yaşadığınız her olayın, olumsuzluğun, derdin, tekrar eden tüm sorunların geçmişten gelen bir kök sebebi var. Bu kök sebebe ulaşmak ve şifalandırmak tamamen sizin elinizde. Herşeyi kendiniz lehine çevirebilirsiniz. Hayatınızda ki olumsuz olayları, ilişkilerinide ki kısır döngüleri, tekrar tekrar yaşadığınız olumsuz olayları isterseniz değiştirebilirsiniz.
Hayatla ilgili suçlamalar, yargılar, olumsuz düşünce kalıpları sadece size zarar verir.
Sizin yapmanız gereken, sürekli aynı sorunu yaşıyorsanız, 
iş ya da aşk hayatınızda, hep aynı kişileri hayatınıza çekiyorsanız,
kişiler farklı ama senaryo hep aynıysa Öncelikle yapmanız gereken yaşadığınız olumsuz durumu düşünüp kafanızda tekrar yaşamak yani o ana gitmek.
Sonrasında neden bu olayı hayatınıza çektiniz diye kendinize sorun ve sebebini bulun, Sorgulayın, olaydan almanız gereken hayat dersinizi bulun. 
Araştırın ve kıyaslayın. 
Yaşadığınız olay, bu aşk acısı olabilir, iş hayatınızla ilgili bir
problem olabilir unutmayın tamamen sizinle alakalı, dışarıda suçlu aramayın. Zaten yaşadığınız olayların sorumluluğunu alıp, kabullendiğinizde hayatınıza


                                              

mucizelerin nasıl aktığını göreceksiniz. 
Yaşamınızda farkında olduğunuz ya da olmadığınız
herşeyin titreşen enerjilerden oluştuğunu duymuşsunuzdur. Enerjisini doğru alanda kullanan bir kişi aşk hayatında ya da diğer
özel hayatında kaybediyor olamaz. Enerjinizi doğru kullanın,

bunu nasıl yapacaksınız? tabiki düşüncelerinizle. Bilinçaltınızda bir korktuğunuz şeyler, bir de çok istediklerinizi hayatınıza çekersiniz.
Olmayan bazı şeylerde aslında siz istemediğiniz için gerçekleşmez ama bunun farkında bile değilsinizdir
Birde ilişki bağımlılıkları konusu var. Yani kişiyi odak noktası yapma, kaybetme korkusu gibi. Bu bağımlılıkları olan bir bilinç kaybetmeye mahkumdur.
Çoğu kişinin düşüncesinde şu vardır,
mantıken ilişkimin bitmesi gerektiğini biliyorum ama elimde değil gidemiyorum gibi. Aslında bu durum bilincinizin dışıyla ilgili.
Bizleri ve hayatımızı bilinçaltı yönetir.
Bilinç belki bilinçaltına göre daha çok işlevi varmış görünebilir ama bilinçaltının sandığınızdan daha büyük bir rolu var. 
Yani kısaca ilişkilerinizde yaşadığınız herşey bilinçaltınızla ilgili.
Geçmişte kalıplaşmış kodlar yön veriyor hayatınıza.
Bu durumla ilgili olarak yapmanız gereken öncelikle kendinizi olumlu düşünmeye itmek. Önce hayatınızda iyi şeyler yaşıyormuş gibi davranın,
bir nevi kendinizi kandırın. Bunu yaparak zamanla isteğiniz şeyleri hayatınıza çekmek için bir köprü oluşturacaksınız.
Eğer aksini düşünürseniz örneğin yeni tanıştığımız birisine bu adam beni aldatır mı dediğinizde beni aldat komutunu bilinçaltınıza çekmiş oluyorsunuz, 
ve bilinçaltınız emredersin deyip hayatınıza çekiyor.
Gücü içinizde aramalısınız,
tüm güç sizde mevcut bunun farkına varın, gücü başka yerde ararsanız o güç ya da başarı size gelmez. Bilinçaltınızın sizin emrinizde olduğunu unutmayın,
neye inanırsanız size onu sunar. 
Sonrasında karşılığını vermeden hiç birşey almayın, ya da hep veren siz olmayın, alma&verme dengesini sağlayın. 
Bunun içinde tabi ki karşılıksız aşkta var. Karşılıksız aşk sizin kendi gücünüzü reddetmeniz demektir.
Eğer içinizde ki güce inanırsanız düşüncelerinizle harekete geçirirseniz karşılıksız
aşk diye bir kavram hayatınızda barınamaz. 
Ardından Asla kararsız olmayın, 
yoksa bilinçaltınız kafasına göre takılır, kararsızsanız kaybedersiniz.
Birşeyi isterken Gelecek eki olan isteklerde bulunmayın,
mesela istiyorum demeyin, istiyorum derseniz o istediğiniz gelecekte kalır ertelenme enerjisi yaratır. O şeye ya da aşka sahibim deyin. 
Ve en önemlisi bu güne kadar ne yaşadıysanız şükredin , şükretmek size yeni güzel kapılar açar. Bir öneri daha her gece uyumadan,
hayatınızda ne istiyorsanız, aşk, para, mutluluk onu gözünüzde canlandırıp uyuyun düşüncelerinizle istemek yetmez,
hayal etmek isteklerinizin size gelmesini hızlandırır. Son olarak Eski yaşadığınız kötü 
ilişkilere takılı kalmayın, bunlara odaklanmayın, düşüncenizle 
önce kendinizi sonrada olayı yaşadığınız kişileri affedin.

Affetmek size yeni kapılar acar. 
Nefret duygusu barındırdığınız olayları tekrar tekrar siz affedene kadar yaşarsınız.
Siz kararlı olduğunuz anda herşey sizin en güzelini yaşamanız
için harekete gecicek. 
Umarım yorumlarım hayatınıza ışık tutar.



18 Haziran 2017 Pazar

Hormonlar, Anksiyete, Uyku ve Enerji İçin Mükemmel Gıda Budur!



Résultat de recherche d'images pour "maca"
Hormonlar, Anksiyete, Uyku ve Enerji İçin Mükemmel Gıda Budur!
Maca tozu, eski zamanlarda İnka savaşçılarının savaşa gitmeden önce güçlenmek için kullandığı, inanılmaz bir lif, karbonhidrat ve mineral karışımıdır.

Bu süper gıda İnkaların savaşma ruhunu, libidosunu, dayanıklılığını ve gücünü arttırmaya yardımcı oluyordu. Maca tozunun hiç şüphesiz atletler arasında popüler olmasının da sebebi bu zengin besleyici içeriğidir.

Maca tozu nedir?



Maca tozu Peru’da And Dağları’nın yükseklerinde yetişen bir bitkiden elde edilir. Mineral, vitamin, enzimler ve önemli amino asitlerle doludur. Peru’da “And’ların afrodizyakı” olarak bilinir.

Maca tozunun içeriği:

B1, B2, C ve E vitaminleri
Mineraller, potasyum, iyot, çinko, kalsiyum, magnezyum, fosfor, demir, kükürt, bizmut, silikon, bor, kalay ve silis
Yağ asitleri, kompleks alkaloidler ve steroller

Maca tozu doğal yollarla cinsel isteği arttırır: Maca’nın faydaları

Maca tozu doğurganlığı arttırır. Yapılan laboratuvar araştırmalarında Maca ile beslenen erkek farelerin sperm sayısı ve dişi farelerin yumurtaları artmıştır. Peru’da hem doğurganlığı hem de gücü arttırmak için kullanılır.
Bu tozda “macamides” ve “macaenes” adlı verilen kendine has iki bileşen vardır. Bu bileşenler enerji seviyesini önemli derecede arttırır. Ayrıca Maca tozunda yüksek miktarda demir, manganez ve fosfor bulunur ve yorgunlukla savaşmaya yarar.
Bu inanılmaz toz direk olarak endoktrin sistemine etki eder ve vücuttaki hormonların dengelenmesini yardımcı olur. Vücudu, dengeyi yeniden sağlamak için kendi hormonlarını üretmeye teşvik eder. Hormon dengesinin vücudun düzgün çalışması için ne kadar önemli olduğunu da hepimiz biliriz. Maca tozu adet dönemi öncesi semptomları ile başa çıkmak için de faydalıdır çünkü vücuda doğal yollarla hormon üretebilmesi için ihtiyacı olan besinleri verir.
İçerdiği kendine has alkaloidler, sayısız mineral ve vitamin açısından inanılmaz bir kaynaktır. Strese karşı etkilidir ve vücudu güçlendirerek dayanıklılığı arttırır.
Daha önce de belirttiğimiz gibi Maca tozu hem erkeklerde hem de kadınlarıda libidoyu yükseltir. Yapılan birçok araştırma da cinsel isteği doğal yollarla arttırdığını göstermiştir.

Aşk mı, sevgi mi, sadece cinsel çekim mi?



Résultat de recherche d'images pour "Aşk mı, sevgi mi, sadece cinsel çekim mi?"
Aşk mı, sevgi mi, sadece cinsel çekim mi?
Bizim için özel olan, gördüğümüzde kalp atışlarımızı hızlandıran kişilerle karşı karşıya geldiğimizde; hepimizin hissettiği farklı durumlar ve duygular vardır.
Bu duygular bazıları tarafından karmaşa, bazıları tarafından hislerin yoğunluğu, bazıları tarafındansa yalnızca hoşlanma olarak tanımlanır. Peki deneyimlediğiniz şeyin aşk, sevgi ya da cinsel arzu olduğunu nasıl anlarsınız?
1970’lerde sosyal psikolglar ‘’aşk’’ olgusu üzerine geniş çaplı araştırmalar yürütmeye başladılar. Sosyal psikolog Zick Robin, hoşlanma ve aşk duygularının ayırt edilebilmesi için aşağıda yer verdiğimiz bir skala hazırladı.
Rubin’e göre, hoşlandığımız kişilerle beraber vakit geçirmekten ve bu kişilerin bakış açılarından etkileniyoruz; bu nedenle de bu kişilerle zaman geçirmeyi seviyoruz. Konu aşk olduğunda ise durum biraz daha derin bir boyut kazanıyor.

Rubin’in yapmış olduğu bir çalışmada, aşk duygusunu deneyimleyen çiftler birbirinden yalnızca hoşlanan çiftlere göre daha fazla göz kontağı kuruyor ve daha uzun süre hiç konuşmadan bir arada kalabiliyorlar. Aşk, sevgiden farklı olarak daha fazla fiziksel yakınlık kurma ve karşımızdaki kişinin tüm ihtiyaçlarına cevap verebilme isteğini ortaya çıkarıyor.


Sosyal psikolog Elaine Hatfield ise aşk olgusunu iki farklı boyutta inceliyor: tutkulu aşk ve arkadaşlık boyutundaki aşk. Tutkulu aşk, yoğun duygusallık ve cinsel istek barındıran bir olgu. Arkadaşça olarak tanımlanan aşk çeşidinde ise karşılıklı saygı, ilgi ve güven duyguları ön planda. Hatfield’a göre tutkulu aşklar bir süre sonra arkadaşlık boyutuna kayabiliyor.
Tüm bu tanımlara göre karşınızdaki kişiye karşı hissettiğiniz şeyin ne olduğunu anlamak için aşağıdaki skalalardan yararlanabilirsiniz.
Sevgi skalası:
________’nın beni yargılaması özgüvenimi etkilemiyor.

________ şu ana kadar tanımış olduğum en sevilebilir insan.

________ ve ben birbirimize çok benziyoruz.

________ ve ben birbirimizle çok uyumluyuz.

Aşk skalası:
________ için her şeyi yaparım.

________ yanımda olmadığı zaman kendimi çok çaresiz ve yalnız hissediyorum.

________’nın ruhen, bedenen ve zihnen iyi olmasından ben sorumluyum.

________ ile beraberken yalnızca gözlerine bakarak bile saatlerimi geçirebilirim.

Arzu skalası:
______ ile kendimi sürekli aynı yatağın içinde hayal ediyorum.

______ ile yapmaktan en zevk aldığım şey, vücutlarımızın birbirimize temas etmesi.

______’nın ne düşündüğü ya da hissettiği aramızdaki ilişkiyi etkilemiyor.

______ ile olan ilişkimde benim için en önemli olan şey cinsel uyumumuz.
kaynak: http://www.uplifers.com/ask-mi-sevgi-mi-sadece-cinsel-cekim-mi/#ixzz4kEyagn






Résultat de recherche d'images pour "Aşk mı, sevgi mi, sadece cinsel çekim mi?"