Ruhsal Yolculuk, Spiritüel yaşam: Haziran 2017

24 Haziran 2017 Cumartesi

Bayram Gelenekleri







Bayram Gelenekleri

Anadolu’da toplumsal hareketliliğin doruğa çıktığı günlerdir bayramlar. Barışmalar, yardımlaşmalar, çocuk sesleri, ikramlar, eş dost ziyaretleri, oyunlar, eğlenceler bayramları ayrı kılar diğer günlerden. Bayramlarda yoğun iş hayatına biraz ara verilerek çocuklara, eşe dosta, aileye, komşulara ayrılır zamanlar. Yüzyılların geleneklerini günümüze taşır bayramlar. Kimi adetler yok olmaya yüz tutmuşsa da “ Nerede o eski bayramlar!” nidalarında yankılanmaya devam etmektedir. Gelin bayramların nasıl yaşanıp yaşatıldığına birlikte şöyle bir göz atalım.



Bayram hazırlıkları haftalar öncesinden başlar. Bayram alışverişi ile başlar bayram heyecanı. Çocuklar kendileri için alınan kıyafetleri özenle saklar. İkramlar için şekerleler, ikramlık baklava, tatlı malzemeleri alınır. Kurban bayramında ise bu zamanlarda kurbanlık alma heyecanı vardır. Kimileri ortaklaşa büyükbaş, kimisi bireysel olarak küçükbaş hayvan alır. Bu günler ekonominin zirveye çıktığı günlerdir aynı zamanda. Bayramın yaklaştığı günlerde bayram temizliği heyecanı başlar. Ev temizliği yapılır. Kimisi evini boyar. Çamaşırlar yıkanır. Böylece ev misafirleri ağırlamak için bayramlığını giymiş olur.

Bayram öncesi aynı zamanda yoksulların yüzünün güldüğü günlerdir. Bu dönemlerde ekonomik sıkıntı yüzünden bayramda kara kara ne yapacağını düşünen insanlar fitre ve sadakalar ile bayramı güler yüzle geçirirler.

Adağı olan kişiler adaklarını arefe günü keserler. Kesilen adak eve çağrılan misafirlere ikram edilir ya da dağıtılır. Bazı yörelerde arefe günü çocuklara şeker, kuruyemiş veya çörek dağıtılır. Bu geleneğin devam ettiği yerlerde çocuk koşturmaları bayramın habercisidir.

Bayram günü sabah erkenden kalkılır, evin erkekleri bayram namazına gider. Evde kalanlar ise bayram günü heyecanıyla kahvaltı hazırlar. Bazı yörelerde sabahın ilk ışıklarıyla mezar ziyaretleri yapılır dualar okunur.

Bayram namazının bitmesi bayramın başladığı anlamına gelir. İlk olarak cami avlusunda sıralanan erkekler bayramlaşır. Bayramlaşmadan sonra kimisi evinin kimisi mezarlığın yolunu tutar. Camiden çıkan kişilerin eve gelişiyle evde de bayramlaşmalar başlar. “ bayramın mübarek olsun, senin de mübarek olsun, çok bayramlar göresin, bayramın kutlu olsun.” sözleri yankıları ardı ardına.

Bayram günü ev halkı kahvaltı yaptıktan sonra bayram ziyaretlerine başlar. Ailenin büyükleri ziyaret edilir önce. Bu nedenle aile büyükleri bayram günü evlerinden ayrılmazlar. Farklı yerlerde yaşayan aile bireyleri aile büyüğünün evinde bir araya gelirler genellikle.

Bayram gününü en coşkulu yaşayan çocuklardır. Ev ev dolaşıp torbalarını şekerle ceplerini harçlıkla dolduran çocuklar şehri çocuk cıvıltısına boğarlar bayramlarda.

Kurban bayramında bayramın ilk saatleri biraz farklı yaşanır. Haftalar öncesinden alınan kurbanlıklar kesime götürülür. Kesilen kurbanın ev için ayrılan kısmından alınan et ile kavurma veya mangal yapılır ve birlikte yenir. Kurbanın üçte biri yoksullara dağıtılır ve yoksulların da bayram yapması sağlanır. İsterseniz biraz da yöresel geleneklerden bazılarına göz atalım.

Bayram Çıkarma Geleneği: Kastamonu'nun Taşköprü ilçesinde yaşatılan bu geleneğe göre çevre köylerden şehre gelen misafirler bayram namazından sonra gruplar halinde şehirdeki evlere dağılır. Öğle kadınların yaptığı yemekler cami avlusuna getirilir ve hep birlikte yenir. Kurulan salıncaklar ve tahtırevallilerde çocuklar hoşça vakit geçirir. Sonra misafirler köylerine döner.

Ebebiş Geleneği: Ankara Kızılcahamam'da yaşanan bu gelenekte ise çocuklar grup oluşturur. Gruba bir lider seçilir. Liderin belirlediği evlere bayramlaşmaya gidilir ve "Ebebiş, ebebiş, vermeyen çürük diş" tekelemesi söylenerek şeker ve kuruyemiş toplanır. Toplanan bu şeker ve kuruyemişlere de ebebiş denir.

Bayram Konatı: Bartın'da konat adı verilen sinilere konulan yemekler bayram günü öğle namazında camiye götürülür. Misafirlerle birlikte yemekler yendikten sonra sohbet edilir. Daha sonra konat yapılan diğer köylere gidilir ve böylece tüm köyler bayramlaşmış olur.

Bayram Yeri: Kocaeli'nin Kandıra ilçesinde bayram günü belirlenen meydanda insanlar toplanır. Burada bayramlaşma ve türlü türlü eğlenceler yapılır, oyunlar oynanır, şarkılar söylenir, ve sohbetler yapılır. Böylece insanlar sosyalleşmiş olurlar. Bayram yeri aynı zamanda gençlerin birbirini tanıyıp ileriye dönük kararlar aldığı yerdir.

Helesa: Bir efsaneden ortaya çıktığı sanılan helesa geleneğinde gençler ramazanın on beşinden sonra fener ve mumlarla süsledikleri kayıklarıyla kıyıya çıkıp evlerden görülecek bir yerde helesa manileri söyleyerek bahşiş toplarlar. Tam bir şenlik havasında geçen bu gelenek Sinop'ta tüm canlılığıyla sürmektedir.

Çocuk Sevindirme: Elazığ'da arefe günü hazırlanan şeker ve çörekler mezarlık ziyaretlerinde mezarların başına bırakılır. Büyükler mezardan ayrıldıktan sonra çocuklar bu şekerleri alır. Böylece ölülerin ruhlarının sevindirirldiğine inanılır.

Kızlar Bayramı: Alaplı'da bayramın son günü ve ertesi günü kutlanır kızlar bayramı. Köylerden Alaplı'ya gelen kızlar ve erkekler hükümet caddesinde toplanır ve görücüye çıkarlar. gençler evleneceği kişiyi seçerken akrabalar hasret giderir. İnsanlar yöresel kıyafetlerini giyer ve maniler söylerler. http://nasilkolay.com/bayram-gelenekleri

                          

BAYRAMLAR VE ÇOCUKLAR




Résultat de recherche d'images pour "BAYRAMLAR VE ÇOCUKLAR"
BAYRAMLAR VE ÇOCUKLAR

Bayramlar en çok çocuklar için önemlidir.
En çok onlar sevinir,
Çeker yiyebilecekleri büyüklerden harçlık alabilecekleri için değil.
Bayramlarda kendilerini daha çok özgür hissederler.
Büyüklerin gereksiz baskıları kısıtlamaları kızgınlıkları olmaz.
Daha toleranslı olurlar.
Çocuklar da özgüvenli olur bayramlarda.
Daha özgür,daha bağımsız daha mutlu.daha yaratıcı
Keşke degeryargılarımız kültürümüz gelişmiş toplumlardaki gibi çocuklarımıza he rgün bayram yaşatabilse.
O zaman daha saglıklı, daha yaratıcı, daha araştırmacı, daha özgür nesiller yetisir.
O ülke kendini hızla değiştirir geliştirir,
Çocugu çocukluğuna bırakıp ciddiye alsanız büyüklere o kadar çok şey ögretirler ki şaşarsınız.
insan

23 Haziran 2017 Cuma

%100’e yakın Doğru… Resme Baktığında İlk Ne Görüyorsun…




%100’e yakın Doğru… Resme Baktığında İlk Ne Görüyorsun…

ADAM GÖRENLER:

Ailenin, arkadaşların, sevgilinin, çocukların tüm sorunlarını çözmeyi kendine görev edinmişsin. Hep güçlü olmak üzere kendini yetiştirmişsin. Ama bu günlerde artık biraz dinlenmeye ihtiyaç duyuyorsun.
Hayatın da alma- verme dengesi çok bozulmuş. Sevgiyle alıp kabul etme, ihtiyacın olduğunda yardım talep edebilme senin başarman gereken sınavlarından biri… Kendini artık affet ve kollarınla kendine sarıl iyi ki varım de…

KADINI GÖRENLER:

Dişi yanın beni ortaya çıkar diye bağırıyor, süslen püslen sokağa çık. Kendine masaj hediye et. Bedenini olduğun gibi kendini olduğun gibi kabul et. Aynaya bakıp ben çok güzelim de.
Dişi enerjini ortaya çıkarmak, rahatça ifade edebilmek senin sınavlarından biri. Hep anne, hep iyi dost, hep görev insanı olmak zorunda değilsin. Biraz da hayata neşeyle bak, yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştir…

KAPLANI GÖRENLER:

İş hayatın, para durumun şu aralar çok sıkışık. Kafan da sürekli hesap-kitap yapıyorsun ve sen bunu yaptıkça enerjin daha da düşüyor.
Eğlenerek, sevdiğin işi yaparak para kazanılacağını anlaman bu hayatla ilgili en büyük sınavlarından biri. Doğada bol yürüyüş yap, kendini biraz akışa bırakıp her türlü hayırlı kaynaktan bana bolluk bereket gelir tekerlemesini tekrarla…

MAYMUNU GÖRENLER:

Başkalarının fikirleri, görüşleri, onaylamaları senin üzerine çok etkili olmuş. Kendi yapmak istediklerini elalem ne der diye hep ertelemişsin. Ruhun boğulmuş ve sen giderek daha mutsuz olmuşsun, içine kapanmışsın.
Artık kendini onaylamanın zamanı geldi… Artık çevrene ördüğün hapishaneden çıkma zamanı geldi… Senin bu hayattaki sınavın kim ne derse desin ben kendi doğrularımla yaşayacağım diyebilmek… Unutma hayattaki en önemli şey aynaya baktığında bu hayatı iyi yaşadım aferin bana diyebilmek…
% 1000 Doğru… Resme Baktığında İlk Ne Görüyorsun… Bilinçaltı arkadaki şekilleri seçer ben de bu testi bilinçaltını okumak için hazırladım o yüzden arkadaki az görünen şekillerin yorumları var. Öndeki ağaç, kuş, vazo gibi şekillerin anlamları yok…


kaynak: http://www.hayatimdegisti.com/0-e-yakin-dogru-resme-baktiginda-ilk-ne-goruyorsun.html


Bilimsel Olarak Kanıtlandı: Doğduğunuz Ay, Hangi Hastalıklara Yakalanacağınızı Belirliyor!





Bilimsel Olarak Kanıtlandı: Doğduğunuz Ay, Hangi Hastalıklara Yakalanacağınızı Belirliyor!


İspanya’da görev yapan bilim insanları, doğum aylarıyla 27 farklı kronik hastalığı eşleştirdiler.

Sonuçlara astronomik ya da burçlara dayalı bir yol ile değil bilimsel yöntemlerle ulaştıklarını iddia ediyorlar.

Yeni yapılan bir araştırmaya göre doğduğumuz aylar, sahip olduğumuz kronik hastalıkları belirleyebilirler. Bu cümleyi okuyunca çoğu kişinin aklına bir yıldız falı baktıkları ya da burç yorumladıkları gibi fantastik şeyler geliyor.
Ancak uzmanlar bu durumu ultraviyole ışınlara, mevsimsel değişiklere, D vitamini seviyelerine ve virüslerin yaygın oldukları döneme göre anne karnındaki bebeklerin etki altında kalma oranlarına bağlıyorlar.
İspanyol bilim insanları, söz konusu etmenlerin uzun süreli sağlık süreçlerinde fark yaratıp yaratmadığını incelediklerinde sonuçlar, 27 farklı kronik hastalığa işaret etti:
Eylül ayında doğan erkeklerin tiroid problemlerine yakalanma ihtimalleri, Ocak ayında doğanlardan neredeyse üç kat daha yüksekti.
Ağustos ayında doğan erkeklerin, yılın başında doğanlara göre neredeyse 2 kat daha fazla astım riski vardı.
Temmuz ayında doğan kadınların % 27’sinde yüksek tansiyon sorunuyla karşılaşma oranı yılın geri kalanındaki doğumlara göre daha olasıydı.
Haziran ayında doğan erkeklerin %34’ünün depresyona yakalanma olasılığı düşüktü ve % 22’si daha az bel ağrısı şikayetiyle doktora gidiyordu.


Haziran ayında doğan kadınlar, migren için % 33 daha düşük risk taşıyorlar ve % 35 daha az menopoz sorunları yaşıyorlardı.
Genel olarak bakıldığında, Eylül ayında doğan bebeklere herhangi bir kronik hastalık tanısı konma şansı diğer aydaki doğumlara oranla daha azdı.
Araştırmacılar bu sonuçlara ulaşmak için yaklaşık 30.000 kişiyi inceledi ve bazı ayların sağlık üzerinde olumlu etkileri olduğunu buldular.
Güneş ışığı vücutta D vitamininin üretimini tetiklerken, yaşamın ilk aylarında D vitamini eksikliği zihinsel ve fiziksel sağlık üzerinde uzun süreli etkilere neden olabiliyor.
Araştırmanın baş yazarı Profesör Jose Antonio Quesada şunları söylüyor: “Bu çalışmada, doğum ayının etkisi ile çeşitli kronik hastalıkların ortaya çıkışı ve uzun vadeli sağlık sorunları arasında önemli bir ilişki olduğunu kanıtladık.”
kaynak: http://www.dailymail.co.uk/health/article-4623802/Your-birth-month-affect-diseases-likely-get.html

21 Haziran 2017 Çarşamba

Aşk ilişkilerinizi şifalandırma yolları




Aşk ilişkilerinizi şifalandırma yolları

Yaşamınızda aşk, iş, para ilişkilerimizi aslında biz farkında olmadan bilinçaltınız yönetiyor. 

Daha doğrusu bilincinizin dışı yönetiyor. gecmiste izlediğiniz bir film, anne babamizdan aldığınız kodlar, ya da uyurken bilincinize kodlanan konuşmalar tüm yaşamınızı etkileyebiliyor ve hayatınızı yönlendiriyor. 
Yani hayatınızda yaşadığınız tüm olumsuzluklar çevrenizle ilgili değil, geçmişte bilinçaltınıza aldığınız kodlamalarla ilgili. Yaşadığınız her olayın, olumsuzluğun, derdin, tekrar eden tüm sorunların geçmişten gelen bir kök sebebi var. Bu kök sebebe ulaşmak ve şifalandırmak tamamen sizin elinizde. Herşeyi kendiniz lehine çevirebilirsiniz. Hayatınızda ki olumsuz olayları, ilişkilerinide ki kısır döngüleri, tekrar tekrar yaşadığınız olumsuz olayları isterseniz değiştirebilirsiniz.
Hayatla ilgili suçlamalar, yargılar, olumsuz düşünce kalıpları sadece size zarar verir.
Sizin yapmanız gereken, sürekli aynı sorunu yaşıyorsanız, 
iş ya da aşk hayatınızda, hep aynı kişileri hayatınıza çekiyorsanız,
kişiler farklı ama senaryo hep aynıysa Öncelikle yapmanız gereken yaşadığınız olumsuz durumu düşünüp kafanızda tekrar yaşamak yani o ana gitmek.
Sonrasında neden bu olayı hayatınıza çektiniz diye kendinize sorun ve sebebini bulun, Sorgulayın, olaydan almanız gereken hayat dersinizi bulun. 
Araştırın ve kıyaslayın. 
Yaşadığınız olay, bu aşk acısı olabilir, iş hayatınızla ilgili bir
problem olabilir unutmayın tamamen sizinle alakalı, dışarıda suçlu aramayın. Zaten yaşadığınız olayların sorumluluğunu alıp, kabullendiğinizde hayatınıza


                                              

mucizelerin nasıl aktığını göreceksiniz. 
Yaşamınızda farkında olduğunuz ya da olmadığınız
herşeyin titreşen enerjilerden oluştuğunu duymuşsunuzdur. Enerjisini doğru alanda kullanan bir kişi aşk hayatında ya da diğer
özel hayatında kaybediyor olamaz. Enerjinizi doğru kullanın,

bunu nasıl yapacaksınız? tabiki düşüncelerinizle. Bilinçaltınızda bir korktuğunuz şeyler, bir de çok istediklerinizi hayatınıza çekersiniz.
Olmayan bazı şeylerde aslında siz istemediğiniz için gerçekleşmez ama bunun farkında bile değilsinizdir
Birde ilişki bağımlılıkları konusu var. Yani kişiyi odak noktası yapma, kaybetme korkusu gibi. Bu bağımlılıkları olan bir bilinç kaybetmeye mahkumdur.
Çoğu kişinin düşüncesinde şu vardır,
mantıken ilişkimin bitmesi gerektiğini biliyorum ama elimde değil gidemiyorum gibi. Aslında bu durum bilincinizin dışıyla ilgili.
Bizleri ve hayatımızı bilinçaltı yönetir.
Bilinç belki bilinçaltına göre daha çok işlevi varmış görünebilir ama bilinçaltının sandığınızdan daha büyük bir rolu var. 
Yani kısaca ilişkilerinizde yaşadığınız herşey bilinçaltınızla ilgili.
Geçmişte kalıplaşmış kodlar yön veriyor hayatınıza.
Bu durumla ilgili olarak yapmanız gereken öncelikle kendinizi olumlu düşünmeye itmek. Önce hayatınızda iyi şeyler yaşıyormuş gibi davranın,
bir nevi kendinizi kandırın. Bunu yaparak zamanla isteğiniz şeyleri hayatınıza çekmek için bir köprü oluşturacaksınız.
Eğer aksini düşünürseniz örneğin yeni tanıştığımız birisine bu adam beni aldatır mı dediğinizde beni aldat komutunu bilinçaltınıza çekmiş oluyorsunuz, 
ve bilinçaltınız emredersin deyip hayatınıza çekiyor.
Gücü içinizde aramalısınız,
tüm güç sizde mevcut bunun farkına varın, gücü başka yerde ararsanız o güç ya da başarı size gelmez. Bilinçaltınızın sizin emrinizde olduğunu unutmayın,
neye inanırsanız size onu sunar. 
Sonrasında karşılığını vermeden hiç birşey almayın, ya da hep veren siz olmayın, alma&verme dengesini sağlayın. 
Bunun içinde tabi ki karşılıksız aşkta var. Karşılıksız aşk sizin kendi gücünüzü reddetmeniz demektir.
Eğer içinizde ki güce inanırsanız düşüncelerinizle harekete geçirirseniz karşılıksız
aşk diye bir kavram hayatınızda barınamaz. 
Ardından Asla kararsız olmayın, 
yoksa bilinçaltınız kafasına göre takılır, kararsızsanız kaybedersiniz.
Birşeyi isterken Gelecek eki olan isteklerde bulunmayın,
mesela istiyorum demeyin, istiyorum derseniz o istediğiniz gelecekte kalır ertelenme enerjisi yaratır. O şeye ya da aşka sahibim deyin. 
Ve en önemlisi bu güne kadar ne yaşadıysanız şükredin , şükretmek size yeni güzel kapılar açar. Bir öneri daha her gece uyumadan,
hayatınızda ne istiyorsanız, aşk, para, mutluluk onu gözünüzde canlandırıp uyuyun düşüncelerinizle istemek yetmez,
hayal etmek isteklerinizin size gelmesini hızlandırır. Son olarak Eski yaşadığınız kötü 
ilişkilere takılı kalmayın, bunlara odaklanmayın, düşüncenizle 
önce kendinizi sonrada olayı yaşadığınız kişileri affedin.

Affetmek size yeni kapılar acar. 
Nefret duygusu barındırdığınız olayları tekrar tekrar siz affedene kadar yaşarsınız.
Siz kararlı olduğunuz anda herşey sizin en güzelini yaşamanız
için harekete gecicek. 
Umarım yorumlarım hayatınıza ışık tutar.



18 Haziran 2017 Pazar

Hormonlar, Anksiyete, Uyku ve Enerji İçin Mükemmel Gıda Budur!



Résultat de recherche d'images pour "maca"
Hormonlar, Anksiyete, Uyku ve Enerji İçin Mükemmel Gıda Budur!
Maca tozu, eski zamanlarda İnka savaşçılarının savaşa gitmeden önce güçlenmek için kullandığı, inanılmaz bir lif, karbonhidrat ve mineral karışımıdır.

Bu süper gıda İnkaların savaşma ruhunu, libidosunu, dayanıklılığını ve gücünü arttırmaya yardımcı oluyordu. Maca tozunun hiç şüphesiz atletler arasında popüler olmasının da sebebi bu zengin besleyici içeriğidir.

Maca tozu nedir?



Maca tozu Peru’da And Dağları’nın yükseklerinde yetişen bir bitkiden elde edilir. Mineral, vitamin, enzimler ve önemli amino asitlerle doludur. Peru’da “And’ların afrodizyakı” olarak bilinir.

Maca tozunun içeriği:

B1, B2, C ve E vitaminleri
Mineraller, potasyum, iyot, çinko, kalsiyum, magnezyum, fosfor, demir, kükürt, bizmut, silikon, bor, kalay ve silis
Yağ asitleri, kompleks alkaloidler ve steroller

Maca tozu doğal yollarla cinsel isteği arttırır: Maca’nın faydaları

Maca tozu doğurganlığı arttırır. Yapılan laboratuvar araştırmalarında Maca ile beslenen erkek farelerin sperm sayısı ve dişi farelerin yumurtaları artmıştır. Peru’da hem doğurganlığı hem de gücü arttırmak için kullanılır.
Bu tozda “macamides” ve “macaenes” adlı verilen kendine has iki bileşen vardır. Bu bileşenler enerji seviyesini önemli derecede arttırır. Ayrıca Maca tozunda yüksek miktarda demir, manganez ve fosfor bulunur ve yorgunlukla savaşmaya yarar.
Bu inanılmaz toz direk olarak endoktrin sistemine etki eder ve vücuttaki hormonların dengelenmesini yardımcı olur. Vücudu, dengeyi yeniden sağlamak için kendi hormonlarını üretmeye teşvik eder. Hormon dengesinin vücudun düzgün çalışması için ne kadar önemli olduğunu da hepimiz biliriz. Maca tozu adet dönemi öncesi semptomları ile başa çıkmak için de faydalıdır çünkü vücuda doğal yollarla hormon üretebilmesi için ihtiyacı olan besinleri verir.
İçerdiği kendine has alkaloidler, sayısız mineral ve vitamin açısından inanılmaz bir kaynaktır. Strese karşı etkilidir ve vücudu güçlendirerek dayanıklılığı arttırır.
Daha önce de belirttiğimiz gibi Maca tozu hem erkeklerde hem de kadınlarıda libidoyu yükseltir. Yapılan birçok araştırma da cinsel isteği doğal yollarla arttırdığını göstermiştir.

Aşk mı, sevgi mi, sadece cinsel çekim mi?



Résultat de recherche d'images pour "Aşk mı, sevgi mi, sadece cinsel çekim mi?"
Aşk mı, sevgi mi, sadece cinsel çekim mi?
Bizim için özel olan, gördüğümüzde kalp atışlarımızı hızlandıran kişilerle karşı karşıya geldiğimizde; hepimizin hissettiği farklı durumlar ve duygular vardır.
Bu duygular bazıları tarafından karmaşa, bazıları tarafından hislerin yoğunluğu, bazıları tarafındansa yalnızca hoşlanma olarak tanımlanır. Peki deneyimlediğiniz şeyin aşk, sevgi ya da cinsel arzu olduğunu nasıl anlarsınız?
1970’lerde sosyal psikolglar ‘’aşk’’ olgusu üzerine geniş çaplı araştırmalar yürütmeye başladılar. Sosyal psikolog Zick Robin, hoşlanma ve aşk duygularının ayırt edilebilmesi için aşağıda yer verdiğimiz bir skala hazırladı.
Rubin’e göre, hoşlandığımız kişilerle beraber vakit geçirmekten ve bu kişilerin bakış açılarından etkileniyoruz; bu nedenle de bu kişilerle zaman geçirmeyi seviyoruz. Konu aşk olduğunda ise durum biraz daha derin bir boyut kazanıyor.

Rubin’in yapmış olduğu bir çalışmada, aşk duygusunu deneyimleyen çiftler birbirinden yalnızca hoşlanan çiftlere göre daha fazla göz kontağı kuruyor ve daha uzun süre hiç konuşmadan bir arada kalabiliyorlar. Aşk, sevgiden farklı olarak daha fazla fiziksel yakınlık kurma ve karşımızdaki kişinin tüm ihtiyaçlarına cevap verebilme isteğini ortaya çıkarıyor.


Sosyal psikolog Elaine Hatfield ise aşk olgusunu iki farklı boyutta inceliyor: tutkulu aşk ve arkadaşlık boyutundaki aşk. Tutkulu aşk, yoğun duygusallık ve cinsel istek barındıran bir olgu. Arkadaşça olarak tanımlanan aşk çeşidinde ise karşılıklı saygı, ilgi ve güven duyguları ön planda. Hatfield’a göre tutkulu aşklar bir süre sonra arkadaşlık boyutuna kayabiliyor.
Tüm bu tanımlara göre karşınızdaki kişiye karşı hissettiğiniz şeyin ne olduğunu anlamak için aşağıdaki skalalardan yararlanabilirsiniz.
Sevgi skalası:
________’nın beni yargılaması özgüvenimi etkilemiyor.

________ şu ana kadar tanımış olduğum en sevilebilir insan.

________ ve ben birbirimize çok benziyoruz.

________ ve ben birbirimizle çok uyumluyuz.

Aşk skalası:
________ için her şeyi yaparım.

________ yanımda olmadığı zaman kendimi çok çaresiz ve yalnız hissediyorum.

________’nın ruhen, bedenen ve zihnen iyi olmasından ben sorumluyum.

________ ile beraberken yalnızca gözlerine bakarak bile saatlerimi geçirebilirim.

Arzu skalası:
______ ile kendimi sürekli aynı yatağın içinde hayal ediyorum.

______ ile yapmaktan en zevk aldığım şey, vücutlarımızın birbirimize temas etmesi.

______’nın ne düşündüğü ya da hissettiği aramızdaki ilişkiyi etkilemiyor.

______ ile olan ilişkimde benim için en önemli olan şey cinsel uyumumuz.
kaynak: http://www.uplifers.com/ask-mi-sevgi-mi-sadece-cinsel-cekim-mi/#ixzz4kEyagn






Résultat de recherche d'images pour "Aşk mı, sevgi mi, sadece cinsel çekim mi?"

Kadınların Hangi Erkekleri “S*ksi” Bulduğu Konusuna Adeta Mühür Vuran Enfes Bir İnceleme





Kadınların Hangi Erkekleri “S*ksi” Bulduğu Konusuna Adeta Mühür Vuran Enfes Bir İnceleme

Kadınların ne tür erkekleri beğendiği uzun yıllardır tartışma ve merak konusu olan bir şey.

Bu tarz konuların uzmanı olan Sözlük yazarı “limon kimyon zorro”, iki ana erkek tipi üzerinden konuyu çok net açıklamış. Buyursunlar.

Ben kadından hiç anlamam ama erkekten çok iyi anlarım sevgili okurlar. O yüzden size s*ksi erkeğin sırlarını vereceğim. Vereceğim ki klişe klişe şeylerle kafanızı doldurmayın boşu boşuna. Özellikle gelip gidip cüzdan diye ağlayanlar var ya onlar iyi okusunlar. Adamın başına silah dayamışlar gibi gün aşırı ilgili başlıklara gelip erkeği s*ksi yapan şey cüzdanıdır diyor lan.
Bu öyle bir saçmalık ki altından çıkacak sosyal tespit hakkında üç cilt kitap yazılır. ancak ben hepinizi çok sevdiğimden tekme tokat girişmek yerine karşıma alıp doğru düzgün anlatacağım nasıl s*ksi erkek olunur. he diyeceksiniz ki sen çok mu s*ksisin de akıl veriyorsun, evet çok s*ksiyim anasını satayım. en s*ksi erkek benim.

evet konumuza dönecek olursak benim kategorilendirmeme göre iki tip s*ksi erkek var.

birincisi evrimle direkt ilişkili olan ilkel s*ksi erkek.

kendisinden yazımızda harun olarak bahsedeceğiz. bu tipi zaten çoğunuz kolayca tespit ediyorsunuz gördüğüm kadarıyla. geniş omuzlu, sıkı kalçalı, kaslı, gözlü, döşü kıllı. bildiğin davut heykeli gibi adam. bu adam o kadar eski genetik kökenlerimizi gıdıklıyor ki isterse hödüğün teki olsun sağlıklı nesiller yetiştirme arzumuzdan dolayı üremeye devam edebiliyor. bu adam iyi ki var da demek lazım hatta sanırım yeri gelmişken zira o olmasa insanlık son buzul çağını atlatamayabilirdi.
kendi hayatta kaldığı yetmedi ailesini de korudu, kolladı, besledi büyüttü. insanlığı yarı iletkenleri, kuantum dalgalanmasını konuşacak hale getirdi. var ol harun! canımız sana feda. torunların hala bu gezegende dangul dungul geziyor, bir atlet bir pantolon kızların aklını almaya devam ediyor. ha tabi bunu böyle olduğu gibi söylemek kolay olmadığından genelde kadınlar beğendikleri adamların yan özelliklerini gelip “erkekleri çekici yapan detaylar” başlığına yazıyorlar.

nasıl mesela, şöyle; diyelim bir kadın yazar harun’u gördü ve beğendi. bunu gelip sözlüğe dan diye “oha o nasıl s*ksi kollar lan resmen aşık oldum” diye yazmıyor. neden yazmıyor, çünkü ilkel içgüdülerimizden utanacak kadar uzun süredir modernizm propagandası yapıyoruz birbirimize. durum böyle olunca insanlar da adamın saati koluna çok yakışmıştı falan gibi kıvırıyorlar. halbuki çıkar saati adam hala s*ksi. olay kolda. sen mesela tipsiz okur arkadaşım, istersen kıçına helikopter pervanesi kadar rolex tak yine s*ksi değilsin. mesele para değil. hepiniz s*ksi olup ne yapacaksınız onu da anlamıyorum gerçi. yeterince s*ksi var lan dünyada. siz de normal olun.
harun’un yan özelliklerini övmek öyle saçma sonuçlar doğruyor ki, yazılanları okuyarak uygulamaya kalksan hilkat garibesi gibi bir şey olursun. biri kapri çok s*ksi yazıyor öteki kapri giyen adam çok feminen yazıyor. giyeyim mi çıkarayım mı derken arada sen telef oluyorsun. neden bu çelişki? çünkü olay kapri değil, adam. sen giyersen bir boka benzemez ama harun diyerse kadınların dibi düşer. harun ne giyse yakışır. kafasına tüy de taksa kıçında kelebek dövmesi de olsa onun s*ksiliği etkilenmez. aynısını sen yapsan yalnızlıktan ölürsün cesedini bile taşımaya kimse gelmez. kıçında kelebek dövmesi varsa zaten cenazeni bir çukura atıp üzerine kireç dökerler. o yüzden ilk olarak erkeği s*ksi yapan unsurlar başlığı altındaki tüm entrylerin özel birisi için yazıldığını aklına kazımalısın canım ümitli dostum. konu sen değilsin. buradan taktik devşirmeye kalkma, illa kalkacaksan da yan özelliklere takılma. asıl olay sağlıklı güçlü bir erkeğin temel göstergelerine sahip olmak. spora git mesela bak o her zaman iş görür.



yine belirtmeliyim ki gece gündüz spor salonunda kan ve gözyaşı içinde çalışarak edineceğin s*ksilik s*ksi olmanın en kolay ve işlevsel yoldur. yani bu s*ksilik davasına baş koyacaksan yazının geri kalanını okumadan şınav çekmeye başlayabilirsin. benim sana verebileceğim bir şey kalmadı çekirge, var git yoluna.

ikinci s*ksi ise modern dünyanın bize hediyesi olan iletişim becerisi ve zeka ile ilişkili olan s*ksilik.

bu s*ksiliğe sahip olan kişiye de bu yazıda selim diyeceğiz. adı s*ksi olmadı ama idare edin artık. altı üstü iki tane erkek adı biliyorum onları da kullandım gitti. selimlerin de parası pulu yok ancak taş gibi güzel sevgilileri var. uzaktan görüp de lan bu tipsiz bu kızla nasıl birlikte dediğiniz çoğu adam aslında selim. modern dünyanın ona sunduğu bilgiye erişim imkanlarıyla dolu zamanı, kafelerde counter atmak yerine, doğru düzgün bir kültür edinmeye adamış olan selimin bir kadınla oturduğunda konuşacak şeyleri var. iyi filmden, iyi kitaptan, iyi ve estetik olan her şeyden anlıyor. bildiği için konuşurken özgüvenli duruyor, karşısındakine güven veriyor. daha önemlisi sıkmıyor. ıııı aaaa ooo gibi esleri cümlelerinin arasına sokmuyor.

“hangi tip arabaları seversin?” gibi “hangi takımı tutuyorsun?” gibi hem saçma hem ilgisiz konular açmıyor. dinliyor anlıyor konuşmayı yönlendiriyor. ilmek ilmek emek vererek kendine kazandırdığı meziyetleri ve deneye yanıla edindiği iletişim becerisini, nerede, ne zaman, nasıl ortaya koyacağını biliyor. kadınlar selimden dolaylı bahsederken tatlı dilli diyor, şeytan tüyü var bu adamda diyor. uzun saç/kellik erkeğe çok yakışıyor diyor. halbuki asıl olay hiçbiri değil. mesele selim olabilmekte.


sen saçını uzatsan sıçana benzersin ama selim uzatırsa manalı olur. selim ne yapsa bir derinlik aranıp bulunur. sen kim köpeksin de kel oldun diye s*ksi olacaksın ama selim kelse işin felsefesi gereği keldir ve ona inanılmaz yakışır. yine konu özel bir kişi ile ilgilidir. kadınlar genelleme yapmakta başarısızdır. kendilerine s*ksi gelen bir özellikten bahsediyorlarsa birini hayal ederek o özellikten bahsediyorlardır. sen o biri misin? değilsin. o zaman harun ol, selim ol, bulut ol, git gidebildiğin yere.

peki bu ikisi bir arada olmaz mı. hem mis gibi fizik olacak hem de zehir gibi kafa olacak mümkün değil mi. mümkün canım okur. bunun yaşayan örnekleri var;
1. benim kuzenim mehmet.
2. kıvanç tatlıtuğ.
bu kadar.
koca dünyada iki tane adam için yeni kategori açamayacağım için daha fazla üzerime gelmeyin. bu ikisi hepinize zaten yetmez. nasıl ki fizikte sürtünmeyi yok sayıyoruz, bu iki adamı da yok sayacağız. gerçi mehmet boşta, talep olursa veririz.
neyse konuya dönersek almanızı istediğim mesaj şu. iki insan bir araya gelemiyorsa neden çok nadiren paradır puldur. bu tarz saçma bahanelere sığınıp çirkin ve cahil olduğunuz gerçeğinden kaçmaya çalışmanız çok işe yaramaz bir tavır. kime ne faydası var senin bu tespitinin. arabası olanla yatıyor bu kızlar dedin diye seni seven bir kadın oldu mu bugüne kadar. üstelik yaptığın tespit sıçan götü kadar bir özgünlük de içermiyor. bin yıllık geyiği üslubunu bile değiştirmeden yapıp geçiyorsun. kadınlar insanın kalibresini belirlemekte üstün birer cetvele sahipler. git bak bugün dünyanın en başarılı şirketlerine, insan kaynaklarının başında hep kadınlar duruyor. adamın ses tonundan 70 yıllık seceresini çözecek mekanizmaya sahip kadın beyni senin üç kuruşluk cüzdan geyiğin ile kategorilendirilebilir mi lan düdük.



ne diyor italyan şair cesare pavese;

“hiçbir kadın bir adamla parası için evlenmez. kadınlar bir milyonerle evlenmeden önce ona aşık olacak kadar akıllıdır.”

bu buraya pek olmadı ama aklıma gelince yazdım, her şeyi benden beklemeyin. özetle s*ksi olmak istiyorsan kendine yatırım yapacaksın ergen dostum. kendinde güvendiğin sağlam birkaç dalın olacak, onlara tutunacaksın aşkın fırtınasına dalmadan önce. kadının böyle şeyler yapmasına çok gerek yok s*ksi olmak için ama sen bir kadını çevredeki en iyi gen olduğuna ikna etmek istiyorsan bahanelere sığınmak yerine kendini geliştirmeye odaklanacaksın. sırf çok dil biliyor diye sevişen adam var bu dünyada. sırf iyi espriden anladığı için sevişen adam var. nadir bulunan kitapları sahaflardan topladığı için sevişen adam var. harika enstrüman çaldığı için sevişen adam var. bacak kasları pantolonlara sığmadığı için sevişen adam var.

bir günde mi edindi bu adamlar bu meziyetleri güzel insanlar. hatta şöyle de söylemek lazım, s*ksi olmak ve sevişmek için mi edindiler bu meziyetleri? kıtalar üzerinden uçup bir patates çuvalı gibi okyanusun ortasına düşüp patlayarak cevap vermek istiyorum ki;

“””””hayır!”””””


kendiniz için yapın oğlum bunları. hiç mi bir şeye merakınız yok anlamıyorum ki. sabahtan akşama ona buna asılmak için harcadığınız zamanın onda birinde kendinizi geliştirmek için bir şey yapsanız kendiliğinden sevişeceksiniz zaten. sonra bir kadın gelecek buraya seni kast ederek “bence erkeğe kemik küpe çok yakışıyor.” yazacak göreceksin.



bence hiç yakışmıyor ama sana yakışıyor demek ki.
kaynak: https://seyler.eksisozluk.com/

KİLO ALMANIN PSİKOLOJİK SEBEPLERİ


Résultat de recherche d'images pour "Kilonun başlıca psikolojik nedenleri ;"


Kilonun başlıca psikolojik nedenleri ;
Kendini güvensiz hisseden insanlar kilo alırlar : Güvensizlik duyanlar, korunma güdüsüyle şişmanlamaya devam ederler. 
Sosyal travması olan insanlar kilo alırlar 
Bazı insanların dışarıyla olan ilişkilerinde problem vardır ve araya mesafe koymak içgüdüsüyle onlardan uzaklaşırlar.
Karşı cinse yönelik içsek öfkesi olanlar kilo alırlar 
Bedende kilo arttıkça çekicilik ve cazibe azalacaktır ve kişi böylece kendisini karşı cinstende uzaklaştırmaya başlayacaktır. 
Suçluluk duygusuyla yemek yiyenler kilo alırlar
Yediği şeyden sonra kendini kötü hissetmek ve bunu yaptığına pişman olmak kilo aldıran güçlü sebeplerden biridir. 
Uzun süre yemek yemeyenler kilo alırlar
Gün boyu yemek yememek için direnenler ve bedeni açlık krizine sokanlar, kilo almaya devam ederler. Bedeni uzun süre aç bırakmak, ona gıdadan uzak bir hayatta yaşadığı mesajı verecektir, beden de bu mesaja en doğru reaksiyonu göstererek yediğin her şeyi depolamaya başlayacaktır. 



DEPRESYONUN NEDENLERİ VE DEPRESYONA KARŞI ALINACAK ÖNLEMLER



Résultat de recherche d'images pour "depresyon"

DEPRESYONUN NEDENLERİ VE DEPRESYONA KARŞI ALINACAK ÖNLEMLER

Yoğun beta beyin dalgasının zihinde yarattığı karmaşa sonucu insanlar depresyona girerler. 


Beyin dalgalarının işlevlerini bloğumuzda detaylı bir şekilde bahsetmiştik. Dilerseniz arama yerinden beyin dalgaları yazıp bilgi edinebilirsiniz. Olayları tamamen olumsuz görme beta beyin dalgasından kaynaklanır. Sürekli şikayetlere odaklanılır. Depresyona giren insanların solarpleksus çakrası düzenli çalışmaz. İştah ya çok açılır ya da kapanır. Kişi yorgun ve bitkin olur. Peki depresyonda ne gibi önlemler alınmalı? 
İşte öneriler;

-Kafeinli içeceklerden uzak durulmalı bu beyin dalgasını düşürmede etkilidir. 

Günde en az 20 dakika spor yapılmalıdır. 
Günde en az 10 dakika sufi nefes çalışması yapılmalı. 
Bolca kahkaha atılmalı 
İçşel anlamda değişmeye çalışılmalı, eski sen bu hastalığı yarattı, yeni sende bu hastalığı şifalandıracak. 
Omurgayı düzeltecek egzersizler yapılmalı 
Mide çakrasına şifa verme çalışmaları yapılmalıdır. İnternette bununla ilgili çalışmalar ya da meditasyonlar mevcuttur.


Résultat de recherche d'images pour "depresyon"

Kadınların Yapabildiği (Erkeklerin Yapamadığı) 9 Şey



Kadınların Yapabildiği (Erkeklerin Yapamadığı) 9 Şey
Bu konu her zaman tartışılır, konuşulur. Haklısı, haksızı yoktur. Kadınlar Venüs’ten, erkekler Mars’tan NOKTA! 

1. Kadın kadına dans edebilirler.

Gece dans etmek için dışarı çıktığınızda, gittiğiniz mekanda grup halinde dans eden kızlar görebilirsiniz ama grup halinde dans eden erkekler göremezsiniz.
2. Kadınlar işe giderken erkek kıyafetleri giyebilirler.

Kadınlar işe giderken pantolon giyebilirler. Hatta çalıştığı yerde serbest kıyafet imkanı varsa ister topuklu giyer ister kot pantolon, tişört ve spor ayakkabı ile işe gider.
3. Kadınlar birbirlerine “Çok güzel olmuşsun”, “Çok çekici görünüyorsun” gibi iltifatlarda bulunabilirler.


Kadınlar kendi aralarında her zaman bir rekabet içinde olsalar da birbirlerini desteklemekten de hiçbir zaman vazgeçmezler. Kadınlar birbirlerine kıyafetleri, saçları, makyajları, dış görünüşleri hakkında iltifat edebilirler.
4. Kadınlar s*ks oyuncaklarına sahip olabilirler. 

S*ks oyuncakları olan bir kadın normal karşılanırken (hatta bazı erkekler için bu daha da çekici olabilir), bir erkeğin s*ks oyuncakları olması onu s*ks düşkünü, sapık veya zavallı bir loser olarak gösterebilir.
5. Kadınların birden fazla uygulanabilir doğum kontrol yöntemi vardır.

Kadınlar doğum kontrol hapları, aşıları, bantları ve diyafram gibi bir çok farklı seçenekten faydalanarak ne zaman doğum yapmak istediklerine kendileri karar verebilirler.
6. Kadınlar herkesin içinde birbirlerine dokunabilirler.

Ofiste, alışverişte, restoranda kısacası her türlü sosyal ortamda kadınlar rahatça birbirlerine sarılabilir, dokunabilir, kol kol gezebilir.



7. Kadınlar erkekler hakkında kötü konuşabilirler. 

Bir erkek tarafından kalbi kırıldığı için erkeklere küfreden bir kadın anlayışla karşılanırken, aynı durumda olan bir erkeğin bir kadınlara küfretmesi s*ksist ve kabul edilemez bir durum olarak görülür.
8. Kadınlar istedikleri kadar makyaj yapabilirler.

Her ne kadar fazlası hiç güzel durmasa da kadınlar istedikleri gibi yüzlerini, gözlerini boyayabilirler.
9. Kadınlar homos*ksüelliği daha açık yaşayabilirler.

Kadınlar cinsel tercihlerini erkeklere göre daha rahat ve açık dile getirebilirler.



ÇAKRA NEDİR? HAYATSAL İŞLEVLERİ OLAN ÇAKRALAR VE İSİMLERİ






Çakralar vücudumuzda ki yaşam enerjisi merkezleridir. Çakraları birer pervane şekline benzetebilirsiniz. Her çakranın vücudumuzda sorumlu olduğu bölgeler var, ve hepsinin ayrı ayrı işlevi vardır. Ve çakralar hayatımızı direk olarak etkilerler. Vücudumuzda  bulunan 7 tane farklı çakra vardır. İşte bu çakraların isimleri ve görevleri




KÖK ÇAKRA : Kuyruk sokumuyla kasık kemiği arasında bulunan bu çakranın rengi koyu kırmızıdır.  Fiziksel enerjilerimizi, yaşama isteğimizi, yönetir. Kök çakrası sağlıklı çalışmayan insanlarda yaşam enerjisi yoktur, yaşama isteği yoktur.
Fiziksel olarakta vücuttaki hücre düzenini sağlar, Aynı zamanda omurilik ve böbreklerin fonksiyonunda rolü vardır. Adrenalin hormonu salgılar. Böbreklerinizde ya da omurilik bölgenizde sorun varsa büyük bir ihtimal kök çakranız sağlıklı çalışmıyordur. 

SAKRAL ÇAKRA : Alt karın bölgesinde yer alır, rengi turuncudur. Cinsel enerjimizi, kendini sevme sayma, ve kurban rolü bilincini bu çakra belirler. Fiziksel olarakta yumurtalıklar ve üreme organları üzerinde etkisi vardır. Yumurtalık hormonları salgılanmasında etkilidir. Genital bölgenizde ya da yumurtalıklarınızda hastalık oluştuysa, bu sakral çakranın iyi işlev görmemesindendir.

SANSKRİT YA DA GÖBEK ÇAKRASI : Göbek deliği bölgesinde yer alır ve rengi safran sarısıdır. Kişinin şahsi gücünde, farkındalığında, irade gücünde etkilidir. Fiziksel olarak sindirim sistemi ve metabolizmamız üzerinde etkisi vardır. Pankreas ve safra bölgesinde işlev görür. Eğer bu bölgelerde sağlık sorununuz varsa, göbek çakranız düzenli çalışmıyordur. 

SOLARPLEKSUS ÇAKRASI : Göbeğin hemen üzerinde diyaframın altında yer alır. Rengi altın sarısıdır. Varlığımızın tam ortasında yer alır. Enerjisel varlığımızın çekirdeğidir. İçimizde ki ışığın kaynağıdır. Dengeli çalışmadığımda suçluluk, duygu, yetersizlik, korku hisleri oluşur. Işığımız loşlaşır. Karın boşluğunda ki büyük sinir ağlarını ve pankreas bölgesinde işlev görür. İsmini güneş anlamına gelen Solardan almıştır.pankreas hormonlarında etkisi vardır.

KALP ÇAKRASI : Rengi zümrüt yeşilidir. 
Evrensel varlığımızın merkezidir. Evrenle bağlantımızı sağlar. Aslımız ve özümüzdür. Sevgi, kendini sevmek ve kabul etmek, diğerlerini sevmek ve kabul etmek. Travma, yas, kayıp, sevginin kaybolması, depresyon ve ilişki sorunları bu çakranın dengesizliğinde ortaya çıkar.
Kalp, ciğerler ve dolaşım sisteminde etkisi vardır. 

BOĞAZ ÇAKRASI : Boğazımızın kök kısmında yer alır. Rengi turkuazdır. İletişim, konuşma, kendini ifade etmede etki gösterir. 
Fiziksel olarak;  dengesiz çalıştığında ses telleri, boğaz, tiroit,  guatr, larenjit, bronşit, osteoporoz, soğuk algınlığı, kalsiyum eksikliği, metabolizmada yavaşlamaya yol açar. Tiroid hormonu salgılanmasında işlev görür. 

ÜÇÜNCÜ GÖZ ÇAKRASI : İki gözümüzün tam ortasında yer alır. Rengi mora kaçan lacivert rengindedir. İç görü, ruhani gelişim, 6.his ve yaratım enerjilerimi sağlar. 
Fiziksel  olarakta hipofiz bezi, endokrin ve sinir sistemi arasındaki en büyük organizasyon ağını kontrol eder. Bunlardan birisi düzenli çalışmıyorsa ya da hisleriniz kapalıysa, üçüncü gözünüz dengeli çalışmıyordur. 


TAÇ ÇAKRA : Başımızın tam tepesinde yer alır. Rengi eflatun ve beyazdır. İlahi bilgi ve bilinç, kendini Tanrının bir parçası olarak bilme enerjilerini dengeler. Fiziksel olarak pineal bezi, uyku düzenini ve biyolojik saati düzenleyen melatonini salgılar, melatonin aynı zamanda güçlü bir antioksidan, yaşlanma karşıtı özellikleri bulunan bir hormon, melatoninin sırları hala daha araştırılıyor. Uyku sorurumuz varsa bu kök çakranızdan kaynaklanıyordur. 



Yukarıda okuduğunuz gibi aslında çakralar hayatımızın her evresinde işlev görürler. Hem fiziksel olarak hem ruhsal olarak. Eğer çakralarınız dengeli çalışıyorsa bu sizin hayatınızın her alanında pozitif yönde etki gösterir. Çakralarınızı yoga ya da meditasyonla dengeleyebilir, sağlıklı çalışmalarını sağlayabilirsiniz. 










ERKEKLERİ BAŞTAN ÇIKARMA KURALLARI








Bir çok kez aldatıldınız, terk edildiniz aşk hayatınız bir türlü yolunda gitmedi. İlk başlarda peşinizden koştu sonrasında ilgiyi birden kesti. Ya da evli birisi tarafından kandırıldınız. Ama bu döngüyü değiştirebilirsiniz. İşte erkekleri baştan çıkarma yöntemleri ;






  1. Karmaşık olmanım cazibesini kullanın, yani karşı tarafa karmaşık sinyaller gönderin. Karmaşa baştan çıkarır. Karşı taraf sizi çözmeye çalışırken, karışık gelen sinyalleri anlamaya çalışırken onda daha fazla merak uyandırırsınız.                                                                      
  2. Hem seksi hemde saf görünmelisiniz. İkisi aynı anda olmalı, sadece saf olan kişi bir süre sonra sıkıcı hale gelir. Sürekli seksi olan kişide bir süre sonra karşı tarafı yorabilir. Dengeyi iyi ayarlayın.
  3. O'na hayatı bir oyun olanı gibi göstermelisiniz,  mecburiyetlerin, sıkıcı kuralların dışına çıkın.
  4. Masumiyet; günümüzde aranan değerlerdendir. Gerçek bir masumiyet paha biçilemeyecek kadar özeldir. Masumiyetinizi kullanın .
  5. İlişki de herşeyi siz yapmayın, karşı tarafın hayal gücüne bırakın,  
  6. Asla kendinizi tamamen karşı tarafa açmayın, ulaşılmaz olun bırakın o sizi olduğunuzdan fazlası sansın.
  7. Risk alın; Karşı tarafın her gün  gördüğü birşeyle onu baştan çıkaramazsınız. Onunla tehlikeye atlayabilir misiniz? Risk alanlar özgüvenli insanlardır. Bir korkak kimseyi baştan çıkaramaz.                                                        
  8. En derinine dokunursanız, bin aşka bedel olursunuz. 
  9. Karşı tarafı sürekli suçlamayın, suçlama ve eleştiri "seni kaybetmeye başladığımın farkındayım" anlamı taşır. 
  10. Şaşırtın ! O siz o'nu her şaşırttığınızda size daha çok kapılacak. 


MUTLU BİR EVLİLİK İÇİN KADINLARA DÜŞEN GÖREVLER







Mutlu bir evlilik için kadınlara düşen görevler;

  1. Dışarıda eşinizi temsil ederken hanımefendi olun, ama evde her zaman hanımefendiliğe gerek yok
  2. Renklerin cazibesini kullanın, ansızın kırmızı giyin
  3. Afrodizyak etkili parfümler tercih edin.
  4. Dırdırı bırakın. 
  5. O'nu dinleyin
  6. Gün içinde onu sadece birşeyler istemek ya da spariş vermek için aramayın, cilve yapmak içinde arayabilirsiniz 
  7. Sadece özel günleri beklemeyin, hediye alın, en sevdiği yemekleri yapın.
  8. Mağazalarda iç çamaşırları sizleri bekliyor, gidin ve alın 
  9. Evde ki negatif enerjiyi ve kendi üzerinizde ki negatif enerjiyi meditasyonla atın eşiniz eve geldiğinde huzur bulsun.
  10. Kıskanç eş olmayın, öyle olsanız bile bunu karşı tarafa belli etmeyin. Kıskançlık bezdirir.
  11. Zor anlarında eşinizin erkek arkadaşıda olun
  12. Evin şımarık bebeği bırakın o olsun
  13. Eşinizin yaşamını kolaylaştırın ve anlayışlı olun.